Kasım ayının son gününe denk gelen 30 kasım pazar günü Deveboynu Yarımadasında ( Kap Krio ) yürümek için Knidos’a geldik, Kap Krio’nun güney ucundaki sarp kayalıklarından başladığımız yürüyüş Knidos Fenerine kadar sürdü. Şimdiye dek görmediğim antik eserler, birbirinden ilginç mağaralar ve inanılmaz güzel manzaraların içinden fotoğraflar çekerek yürüdük. Knidos’a Kap Krio’dan bakmak çok güzeldi, güneş arkamızda kaldığı için de Knidos terasları, limanları çok güzel görünüyordu. Yürüyüşümüzün sonunda gün batımı yaklaşmıştı, yorgunduk ama mutluyduk.
Knidos’a yaklaşırken Deveboynu ( Kap Krio ) yarımadası, deve hörgücünü andıran tepeleri ile karşımızdaydı, ismini de bu görüntüsünden dolayı almış. Kap Krio 1,5 km ye yaklaşan uzunluğu ve 700 m ye yakın eni olan bir kara parçası, önceleri Ana Karadan ayrı bir ada olan Kap Krio yüzyıllar içinde aradaki 50 m lik mesafenin birkintilerle dolması sonucu ana kara ile birleşti, şimdi Deveboynu Yarımadası diye söz ediyoruz. Kap Krio’nun açık denize bakan kısımları çok dik, sarp kayalıklarla kaplı, bugünkü yürüyüşümüz bu kayalıkların zirvesinden devam etti. Daha önceki yıllarda Kap Krio’da birkaç kez keşif amaçlı yürümüştüm, bu yürüyüşlerde Knidos Fenerine kadar gitmiştim, bu kez daha önce çıkmadığım güney ucundaki sarp kayalık kısma tırmanarak en uç kısma kadar gitmek niyetindeyiz. Yanımda uzun zamandır birlikte yürüdüğüm Ekrem İpek arkadaşım var, onunla bir takım gibiyiz artık, birbirimizi çok iyi tanıyoruz ve doğarada uyumlu bir şekilde hareket ediyoruz. Keşif amaçlı yürüyüşlerde yanınızda sizinle yürüyen insanlar çok önemli, sizin onlara onların size güveni tam olmalı diye düşünüyorum.
Bu yürüyüşümüz hem araştırma hem de doğa yürüyüşü açısından çok güzel bir yürüyüş oldu, Kap Krio ( Deveboynu ) bir uçtan bir uca 1,5 km ye yakın bir mesafeye sahip olmasına karşılık, elimizdeki verilere göre, 15.882 adım atıp, ara vermeden 5 saatte 9.650 m yürümüşüz. Bu gezimde oldukça çok fotoğraf çektim ( 750 kare ), arkadaşım da benim gibi bolca fotoğraf çekti, çünkü karşımızda inanılmaz manzaralar vardı, Knidos’a Kap Krio’dan bakmak bir başkaydı, her adımımızda heyacanlandık, mutlu olduk. Böyle çok fotoğraf çektiğim gezilerde sayfaları yapmam da zorlaşıyor, çok fotoğraf paylaşmak istiyorum, çoğunu eleyerek en aza indirmek zor bir iş. Arkeolojik konulardaki birçok fotoğrafı Knidos ile ilgili sayfalarımda paylaşacağım.
Akdeniz tarafındaki Ticari limana ( Büyük Liman ) bakan teraslara yaklaşırken Kap Krio ile ilgili bilgilendirme tabelası karşınıza çıkıyor. Bu kısımda beyaz renkli taşlarla örülmüş duvarlar dikkati çekiyor, bazı yerlerde duvarlar Polygonal teknikte örülmüş . ( Değişik büyüklükte ve şekilde taşların (çok köşeli) örülmesi ). Tabelada bu yapıların ticari amaçlarla yapıldığını belirtiyor, limanın dibinde bu gibi yapılar zaten ilk bakışta bu izlenimi veriyor. Ana karada olduğu gibi teraslar üzerinde yükselen yapılar eni 5 m yi bulan yatay ve eni 10 m yi bulan doğu batı yönünde merdivenli caddelerle bölünmüş.
Bilgilendirme tabelasında arka arkaya sıralan bu beş terasın 1992 – 1996 yılları arasında kazıldığı belirtiliyor. Yapılar odalarla bölünmüş en alttaki ve üstündeki teraslardaki yapılarda su sarnıçları var. Sarnıçlar gördüğüm kadarıyla oyulması kolay kayaçlar oyularak içi olduğu gibi Horasan Harcı ile sıvanmış, diğer üst teraslardaki yapılarda sarnıçları göremedim, burada sert kayalardan oluşan bir zemin var, o yüzdendir diye düşündüm. Kap Krio’nun büyük bir kısmında düzleştirilmiş alanlar taş duvarla örülerek teraslar oluşturulmuş, daha önceki yıllarda buralarda gezdiğimde buradaki gibi yapı duvarlarına rastlamadım, ben de bu teraslarda bağcılık falan yapıldığını düşünüyordum, son olarak kazıları yöneten Ertekin M. Doksanaltı ile konuşmamda bu teraslarda yapıların olduğunu öğrendim. Kap Krio, M.S. 5.yüzyılda geçirdiği yangınlara bağlı olarak yavaş yavaş terk edilmeye başlanmış. Kazılar bu tahliyenin bir anda gerçekleşmediğini, 100 yıl gibi bir zaman sonra tümüyle terk edildiğini göstermektedir. Kap Krio’da yapılan kazılarda 6. yüz yıldan sonraki dönemlere ait bir ize ratlanılmıyor. ( Kaynak: Dr. Ertekin M.Doksanaltı ) Kap Krio terkedildikten sonra teraslar tarım için kullanılmış, bende tarım alanı gibi izlenim bırakması bundandır.
Teraslardaki yapıları gezdikten sonra amacım mendirek taşlarının olduğu yere gitmek, daha önceki yıllarda kayalara kadar yaklaşmıştım.
Karşı kayalıklarda ilginç görüntüler vardı, burada bir mağara olabilir düşüncesiyle kayalara doğru yürüdük, yolumuz üzerinde bolca mersin bitkisine rastladık, meyvaları oldukça iriydi ama fazla yiyemedik, buruk bir tat veriyor. Bu bitkinin olduğu yerde su vardır.