5 Şubat tarihinde, sabah Datça merkezine indim, bizim ev merkeze biraz uzak, Datça Medikal’de Ahmet Aydın arkadaşımın yanına uğradım. Web sitemle ilgili bazı çalışmalarımız vardı. O sırada Hızırşah köyünden Mustafa Ermiş ayağı ile ilgili bir sorunu nedeniyle Datça Medikal’e geldi. Çay içerken Mustafa amcayla sohbet ettik. Eski zamanlarla ilgili merak ettiğim şeyleri sordum. Maşallah 80 i geçkin bir yaşta ama hafızası çok kuvvetli, bizler şimdiden bir çok şeyi unutuyoruz.
Yakışıklı delikanlı Osman çaylarımızı getirmişti, tatilde çalışarak harçlığını çıkarıyor, klark çekerken fotoğrafını çektim.
Maşallah yakışıklı bir delikanlı olacak, çoğu zaman takılırım kendisine hep böyle gülümser.
Eve dönerken yolumuz üzerindeki Alinda markete uğradım, kendi yetiştirdikleri kayın mantarlarını temizliyorlardı. Elif ‘in elindeki mantarlar bir heykel çalışması gibiydi.
Öğleden sonra Gebekum tarafından geçerken bu mevsimde görebileceğim bir çiçek falan var mı diye fosil kumların arasında dolaştım. Daha önce bu kumullar ile sayfalar yapmıştım, Web sitemdeki arama çubuğuna bu kelimelerden birisini yazmanız yeterli.
Kumullara varmadan sarı , mor ve pembeye çalan çiçekleri gördüm, doğa ne kadar ilginç, sarı ve mor resim dilinde zıt renklerdir, birbirlerini tamamlarlar, çekici gösterirler. Demek ki arıların falan renk bilgisi bayağı var!
Çiçekler sanki dönen pervaneler gibi.