Datça Çevre ve Turizm derneği tarafından yaşama geçirilen “Bugün Bene Yarın Sene” etkinliklerinin üçüncü günü sabahı etkinliğe konuşmacı olarak katılan arkadaşlarımızla Knidos egezisi yaptık. Bu gezinin benim için ilginç tarafı etkinlikte Knidos kazıları üzerine konuşmasını izlediğim Selçuk Üniv.Edebiyat Fak. Arkeoloji Bölümünden Doç.Dr.Ertekin M.Doksanaltı’nın bizlere rehberlik edecek olmasıydı. Hocamız aynı zamanda geçen yıl tekrar başlayan kazı çalışmalarının başkanı, büyük ihtimalle bu yıl da çalışmalara devam edecekler.Yıllardan bu yana Knidos kazılarında yer almış birisi olarak onunla Knidos’u gezmemiz bambaşka bir şey olacaktı.
Sabah erken saatlerde arabamla Knidos’a doğru hareket ettim. Kuzeyden esen rüzgarların taşıdığı bulutlar Kocadağ’ın üzerinde hızla hareket ediyorlardı. Birçok kez olduğu gibi dayanamadım Puslular’a yaklaşırken durup fotoğraf çektim.
İkinci durduğum yer yine Mesudiye’nin kuşbakışı izlendiği seyir tepesiydi. Kuzeyden esen rüzgarın etkisiyle her taraf seçilebiliyordu. Sabah erken saatlerde biraz da yağmur atıştırmış sanırım, yollar ıslaktı.
Yol üzerinde zaman zaman zakkumlara rastladım, çok güzel çiçekler, zamanla çoğalırlarsa daha güzel bir görüntü olacak.
Çeşmeköy ayrımına yaklaşırken tepedeki yel değirmeni ve uzaktaki dağlar çok güzel görünüyordu, bir fotoğraf çekeyim diyerek durdum.
Tam nereden çekeyim diye araştırırken, koyun otlatan birisini gördüm ve yanına gittiğimde, Bizim Asım amca. Datça Detay’da “Asım Şoförün Öyküsü”başlıklı bir sayfa yapmıştım. Datça’nın o zorlu yıllarında jipiyle insanları Muğla’ya, Marmaris’e götürüp getiren kişi. Hemen bana gel eve gidelim, birşeyler içeriz dedi, Knidos’a gidiyorum arkadaşlarla buluşacağım dedim. Koyunu meraklı, hemen yanıma gelip objektifi incelemeye başladı.
Sabah erken kalkınca kahvaltı yapmadan çıkmıştım, fırından birşeyler aldım, Yazıköy kahvesinde çayla kahvaltımı yaptım. Çayımı daha yeni bitirmiştim ki , karşıda yol kenarında yaşlı bir amca türküler söyleyerek oynuyordu. Fotoğrafını çekmek için indim ama biraz geç kaldım. Tam o sırada da bugün birlikte gezeceğim arkadaşları taşıyan minübüs geçti, hemen çayparasını vererek peşlerine takıldım. Burada hoş birşey oldu; Çayın parasını öderken 50 kuruş denince, bunu biraz artırın, yerlilere yapmıyorsanız bizim gibi turistlere yapın dedim. Olur mu, sonra pahalıcı derler diye itiraz ettiler. Datça’da çoğu yerde çay 150 kuruş.
Arkadaşlarımızı Knidos’a getiren şoför doğa gezilerinde bizleri taşıyan arkadaşımız Orkun Karamercan’dı. Knidos manzarasının önünde fotoğrafını çektim. Hepimiz heyacanla manzaraya odaklandık.
Defalarca da gelseniz büyüleyici bir manzara sizi karşılıyor, her mevsim ayrı bir güzellik.
teşekkürler hocam…. @-}–
yazıyı zevkle okudum çok teşekkür ederim…knidos’un bende çok ayrı bir yeri var…huzur bulduğum benim için sonsuzluğun başladığı yer…ege ile akdenizin kesiştiği o incecik mavi çizgi beni mestediyor…ahh datça,ahh knidos içimde biriktirdiğim herşeyi fenere doğru haykırıyorum ,rüzgara ve denize karışıp gidiyor … knidos , sonsuzluğa fırlatılmış kargının denize saplanmış ucu …