27 Mart günü arkadaşımla Betçe yollarındaydık, hemen hemen her hafta gittiğim Betçe’ye geçen hafta gidememiştim. Bilmeyenler Betçe neresidir diyebilirler, Datça yarımadasının uç kısımlarındaki bölgeye Betçe deniyor. Sındı, Mesudiye, Yaka, Cumalı, Yazı köyleri bu bölgede yer alıyor. İklim diğer yerlere göre daha ılıman, dağlar arasında uzanan ovalar badem ve zeytin ağaçlarıyla kaplı. Turizm açısından son yılların parlayan yıldızları Ovabükü, Hayıtbükü ve Palamutbükü bu bölgede yer alıyor. Betçe gezileri bizim için yorucu doğa yürüyüşlerinin ardından dinlendiğimiz geziler, terapi gibi, bambaşka bir dünyanın kapısından içeriye girmiş gibi oluyoruz. Turizm için herşey uygun ama bu zenginliklerden tam olarak yararlandıkları söylenemez. Birbirinden güzel doğal güzellikler, rengarenk çiçekler, size gülümseyen insanlar…Ege kıyılarının son güzel yerleri, maalesef buralarda da artık yapılaşmalar fazlalaştı, araziler hızla el değiştirmekte..
Gezimizin ilk durağı Sındı köyü oldu, kahvede çayımızı içtik. Hava oldukça güzeldi, sıcaklıklar arttı.
Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifine uğradık, kooperatifin bu günlere gelmesinde büyük emekleri geçen Ömer Ohan’ın yerine başkan olan Osman Kadri Bitezli ile tanıştık. Sındı koperatifinde köylülerin ürünleri satılıyor, köyün girişindeki eski okul binasında.
Sındılı arkadaşım Sedat Uysal’ın köyde olduğunu öğrenince Sındı köyü Sazak mahallesine geldik. Burası Sındı’yı tepeden gören bir yer, evler de teraslar halinde, hepsinin manzarası var. Zamanda yolculuk yapar gibi yıllar öncesine gidiyorsunuz. Serin bir hava var, yayla havası gibi.
Sedat arkadaşım Emekli olmuş, bir gece önce arkadaşlarıyla bunu kutlamışlar, etraf o gecenin izleriyle doluydu. Sedat bir yandan çevreyi toplarken diğer yandan kahvaltı hazırlıyordu. Kendisi bu işlerde tecrübeli, Kumluk’taki Uysal Cafede eşiyle birlikte birbirinden güzel lezzetleri Datçamıza gelenlere tattırıyorlar. Fotoğrafta Sındılı Çetin Konuşmaz çağla toplarken görülüyor, çağlanın kilosunu 4 TL den veriyorlarmış.
Arkadaşlar hazırlıklarını sürdürürken ben çevreyi biraz gezdim, çağlalar toplanıyor, son çağlalar artık. Buralarda iklim serin olduğu için çağla toplama işi birkaç gün daha sürecek. Önce aşağıdaki dallar seyrekleştiriliyor, daha sonra işlem yukarıdaki dallara uygulanıyor. Çağla toplayanlardan daha önce tanıştığım Numan Uysal ile sohbet etiim. Onun bahçesindeki bademler nurlu cinsiydi, bu cins en pahalı satılan badem cinsi ama hastalıklara karşı dayanıksız. Kanser türleri bu ağaçları tehdit ediyor, buradaki bu genç ağaçlarda da Budak Kurusu denen bir hastalık var, Numan arkadaş kuruyan dalları gösterdi.
Diğer bahçede akbademler vardı, burada çağlalar oldukça iriydi.
Çok kilometrelerce uzakta olsam bile, Datça Yarımadasındayım. Kırlarda geziyor, Sındı köyünde Ömer abi ile tekrar çay içiyorum, oğlakları seviyorum, samimi, sakin, dost Yarımadalılarla selamlaşıyorum..Günay pansiyon,Filiz hanımı sayenizde saygı ve sevgiyle tekrar hatırlıyorum. Nisan 18 de tekrar Betçe bölgesine gezmeye, kafa dinlemeye dostlarım ile geleceğim. Sağol Muzaffer abi ,ellerine ,ayaklarına sağlık…Samsun’dan selam ve sevgiler.
Çetin arkadaş ne güzel özetlemişsin güzel Datçamızı, selamlar..