22 Kasım 2011 tarihinde Yazı Köyü Çalıca mevkiinde yer alan Kelebek değirmenini fotoğraflamak için Yazıköy’e geldik. Arşivde olan bu sayfamı önemli olduğu için yeniden güncelledim. Ülkemizde sadece Datça Yarımadası’nın Batı bölgesinde ( Betçe’de ) görülen Kelebek ( Yöresel dilde kölebek ) değirmenlerden günümüze kadar gelen tek değirmen Yazıköy Çalıca tepesinde yer alan bu değirmen var. Öylece kaderine terkedilmiş olarak durmakta. Sayfayı 2017 nisan ayında güncelledim, gelecek günlerde fırsatım olursa son durumunu belgelemek nasip olur sanırım.
Arabamızı Belenköy’e giden yol üzerinde park ederek tepeye tırmandık. Doğu tarafımızda, karşı tepede daha önce tırmanmış olduğum Yazı kalesi var. Batı’da Saranda dağı ve tepesinde bir kale bulunuyor. Kısacası kaleler arasında antik bir bölgedeyiz.
Kelebek değirmenin bulunduğu tepeye yaklaşırken karşımıza daha önce de fotoğrafını çektiğim bu Knidos döneminden kalma duvarlar çıkıyor.
Kelebek değirmeni göründü, bu değirmenlerin diğer yel değirmenlerinden farkı yelkenin yatay eksen etrafında dönmesi ve bu yatay eksenin hiç yer değiştirmemesi. Bu değirmenlerden bugüne kadar kalan tek örnek bu değirmen. Değirmen tepedeki düz bir alanın üzerine kurulmuş, çevresi antik duvarlarla çevrili. Büyük bir ihtimalle burası kutsal bir alanmış diye düşünüyorum.
Kelebek değirmenleri ile ayrıntılı bilgiyi şimdi Datça Yerel Tarih Derneği Başkanı olan Akın Pilavcı’dan aldım. Verdiği bilgiye göre ” tahmini olarak 1920 li yıllarda İstanbullu diye birisi Zeytincik – Avlana yolu üzerinde Kurubük tepede ilk kelebek değirmenini yapıyor yerel dilde kölebek değirmeni. Bu değirmen önce buradan Sındı köyü yakınlarında Sazak karşısına taşınıyor. Bekir usta tarafından yapılıyor, Bekir usta burada kendisine iki tane kelebek değirmeni yapıyor. Bunun arkasından da Sarı lakaplı birisi hem kelebek hem de yel değirmeni yapıyor. Böylece kelebek değirmen sayısı artıyor. Bekir usta kelebek değirmeninin bir tanesini Yazı köyünden Hidayet’e satıyor ve 1949 dan sonra Yazıköy Çalıca mevkiinde bugün ayakta kalan tek değirmen olan kelebek değirmeni kuruluyor. Malzeme önce İstanbullu’nun değirmeninden Sazak’a Sazak’tan da insan sırtında yazı köyüne ulaşıyor. Burada kurulunca teknoloji olarak biraz daha geliştirilerek bu tepeye kurulduğunda her yönden rüzgar alması ve ağaç perdeler vasıtasıyla rüzgara da yön verilebilmesi sayesinde motorlu değirmenler çıkmasına rahmen 6-7 sene daha çalışmasını sürdürebiliyor.
Not: Burada ismi geçen Bekir Usta Geleneksel mimaride sözü geçen yerli bir usta, onun yaptığı yapılarda kendine özgü özellikler görürsünüz. Çeşmeköy’de böyle bir yapısını görmüştüm.
Harç kullanılmadan yapıldıkları için diğer kelebek değirmenlerinden günümüze bir taş yığını kalmış.Türkiye’de sadece Datça’nın Batı bölgesinde (Betçe ) görülen bu değirmenlerden Yazı kelebek değirmeninin günümüze gelmesi harç kullanılması nedeniyledir, yapının içi ve dışı kireç harcıyla sıvanmış. Duvarları çok kalın. ” Hidayet’in değirmeni olarak bilinen bu değirmen yerden yaklaşık 2 m yükseklikte geniş bir taş duvara sahip, artı diğer kelebek değirmenlerinden farklı olarak bu kelebek değirmende ilk kez harç kullanılmış ve bu sayede günümüze ulaşan tek kelebek değirmeni olmuş. ”
Daha önceki kelebek değirmenlerinin olduğu tepelere giderseniz sadece yığılı bir taş kümesi görürsünüz.Duvarların çok geniş olmasının nedeni yukarıda yelkenlerin bulunduğu alanda güvenliği ve geniş bir alan sağlamak amaçlanmış.
Değirmenin kapısının bulunduğu tarafta duvarlar daha ince, kapının karşı tarafındaki duvarların daha kalın olması iğlik denen serenin bu kısma yakın olması. İğlik dönmeye başladığında iğlik’e bağlı fener taşı çevirerek dişliyi döndürüyor. iğlik döndüğü anda diş sayıları farklı olan taşın dönme hızı 2 işçi tarafından ayarlanıyor. Bu esnada yapının zarar görmemesi için bu kısım daha güçlü yapılmış.
” İğlik yaklaşık 3 m boyunda , 2 m si binanın içersinde kalıyor diğer kısmı da dışarıda. Burada 60 derecelik açılarla ve yaklaşık 120 cm genişliğinde birbirine paralel 12 seren vardı, altısı altta altısı üstte. Bu serenler birbirine bir zincirle bağlıydı, serenler arasına yelken olarak çinkodan metal levhalar çakılmış. ( Akın Pilavcı )
Hidayetin değirmeni olarak bilinen bu değirmen yerden yaklaşık 2 m yükseklikte geniş bir taş duvara sahip.En geniş kısmında duvar kalınlığı 2 m ye yakın.Değirmenin geleneksel Datça mimarisinde olduğu gibi çatısı toprak dam. Fotoğrafta görülen volkanik görünüşteki bu toprak çatılarda kullanılırdı. Mermer silindirle zaman zaman ezilerek çatının su alması engellenirdi.