09 aralık hava kapalıydı, bir ara hafifçe yağmur yağdı, altında dolaşmak, ıslanmak isteyeceğiniz türden bir yağmur. Zaman zaman güneş bulutların arasından kendini göstererek bir stüdyo ışığı gibi çevreyi aydınlatıyordu. Bu hoş görüntülerin ardından akşam gün batarken yükselen bulutlar beni heyacanlandırdı ve kendimi Taşlık plajında buldum. Huzur dolu bu anlarda çektiğim fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedim.
Cumartesi Datça’nın pazarı, pazar alışverişini yaptıktan sonra arkadaşlarımla buluşup sohbet ettik, bir ara yukarıdaki fotoğrafı çektim. Artık şehir içinde fotoğraf çekmek kolay olmuyor, belirli birkaç yer var bu güzel atmosferde çekim yapabileceğimiz. Estetik kaygılar taşımayan bir toplum olduk, çevremizdeki çirkinlikler, dağınıklık, plansızlık gördüğüm kadar çok az bir insanı rahatsız ediyor. Siz bu konulardan dert yanarsanız ne diyor bu gibisinden bakışlarla karşılaşabilirsiniz. Hatta tepki de alabilirsiniz.
Gün batımına yakın pencereden bakınca gökyüzünde yükselen bulutlar dramatik bir görüntü taşıyorlardı, batmakta olan güneş ışığı tepelerinde parlamaktaydı. İlginç görüntüler yakalayabilirim diye düşündüm ve arabama atlayıp yola çıktım. Bulutlar kuzey ve batı taraflarından çıkmıştı ama ben hazırlanıncaya kadar birden karardılar. Yönümü Taşlık plajına doğru çevirip yol aldım. Beklediğim renkler yok gibiydi, sabırlı olmak gerekiyor, son ana kadar neyle karşılacağınız belli olmayabiliyor.
Kuzeyde koyu bulutların arasında güneş ışınlarının aydınlattığı büyük bir bulut kütlesi vardı, doğu taraflarda bulutlar gün batımıyla biraz kızarmıştı ama bu anlar uzun sürmedi, koyu bulutlara dönüşüverdiler.
Ilıca gölet’e geldiğimde kuzeyde hala ışıl ışıl parlayan bulutun kırmızımsı renkleri gölete düşmüştü.
Bir zamanlar bu manzaranın güzel bir unsuru olan eski değirmen yapısını artık kompozisyona almamaya çalışıyorum, gölete bakan kısım direkler ve eşyalarla iyi durmuyor. Oysa yapının sudaki yansıması çok hoş bir görüntü verirdi.