Heykel Sanatçısı Özgül Kahraman ve Heykel Sanatçısı Gözde Yaldızciyan, 29 Ekim Pazartesi günü Datça Liman Sergi Salonu’n da saat: 18.30 da sergilerinin açılış kokteylini Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar, Datça Belediye Başkan Yardımcısı İnci Bilgin, Datça Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Özlem Caner, sanatçı İbrahim Çiftçioğlu, Pan Flüt Sanatçısı Can Akşahin, sanatçı dostları, sanatseverler ve basın mensuplarıyla yaptı.
1982 İstanbul doğumlu Sanatçı Gözde Yaldızciyan Mimar Sinan Güzel sanatlar üniversitesi seramik ve cam tasarımı mezunu. Aynı okulda 1 yıl da pedagojik formasyon aldıktan sonra çocuk ve yetişkin gruplarda öğretmenliğe başladı. Halen eğitimini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde seramik ana sanat dalında yüksek lisans programında devam ettiriyor. İki yıldır Datça’da yaşayan sanatçı, eserlerimi burada üretiyor, Datça Halk eğitim merkezinde de öğretici olarak faydalı olmakta.
Heykel Sanatçısı Gözde Yaldızcıyan sergi ile ilgili şu bilgileri verdi;
“Sanatsal olarak metrik ifadelerin ve camekanların olmadığı bir felsefeyi benimsiyorum. Sadece uzaktan görerek benim ne hissettiğimi ve ne demek istediğimi nasıl anlasın? Dokunabilmeli, gerektiğinde oynamalı yani bir biçimde o da işin içine karışmalı.İzleyici sanki benimle sohbet eder gibi işlerimle etkileşimde olmalı. Her insanın bir ifade biçimi vardır. Benim de kendim olabildiğim ve düşündüklerimi dile getirebildiğim kaçış noktam heykellerim. Heykeller için malzeme olarak seramik ve cam malzeme kullanıyorum.
Bu sergide malzeme olarak sofra seramiklerimizin çamuru kullanıldı, yani o heykeller aslında seramik. Evinizdeki tabak çanaktan tek farkı başka bir gözle ve düşünceyle şekillendirilmiş olmaları. Ancak üzerlerindeki realistik obje alıntıları izleyicide gerçek nesneyi kullanmışlık yanılsamasını yaratıyor , ki bu istediğim bir espriydi.
Gelecekle ilgili çevresel anlamda kaygılarım var. Denizden artık plastik yiyoruz balık yerine. Bu grup heykel projemde 8 adet dipte yaşayan deniz canlısını seçtim. Çünkü atıkların en büyük zararını dip canlıları görüyor.Bu dip canlıları ile 8 farklı atık malzemeyi kaynaştırdım hayalimde ve ortaya gördüğünüz MUTANT canlılar çıktı. Çalışmamı yaparken deniz ve çevre derneklerinin araştırmalarından faydalanarak en belirgin atıkları seçtim ; sakız, pet şişe, şarap şişesi, izmarit, tekstil malzeme, metal kutulu içecek, plastik kapaklar,poşet….Bu atıklarla kurguladığım seramik yaratıklar bizlere eğlenceli ve esprili bir dille kaygılanmamız gereken gelecekteki ekolojik felaketi vurguluyor ve bireysel sorumluluklarımız hakkında kendimizi sorgulatıyor.
Bu çalışmanın ilham kaynağı vapurda karşılaştığım bir anne ve çocuğunun diyaloğudur. Çocuk anneye elindeki simitin kağıdını uzatır atması için, anne ise çöp olarak gördüğü denize kağıdı top yapar atar. Gitmedi oysa o kağıt, kim bilir kaç yılda nasıl gidecek denizden, gözümüzün önünden kaldırdığımız şeyi yok oldu sanıyoruz oysa ki sergide dediğim gibi “ Atıklar gözden kaybolunca değil, doğada çözününce yok olurlar. Çözünme sürecinde, habitat kadar genetik yapı da bozulur. Böylece denizlerde MUTANT canlılar oluşmaya başlar.” dedi.
Sanatçı Özgül Kahraman, Diyarbakır da dünyaya geldi İlk ve ortaöğretimini Diyarbakır da tamamladı. 2010 da Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünü, 2011 de II. Anadal programı olarak Seramik Bölümünü yüksek onur öğrencisi olarak tamamladı. 2012’de Gazi Üniversitesi , Bileşik Sanatlar ASD, Yüksek Lisans Programına başlayarak, 2015 de mezun oldu. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Heykel ASD , Sanatta Yeterlilik programını kazanmıştır.
Özgül Kahraman’la sohbetimizde sergi hakkında şu bilgileri paylaştı
” Sanatın kendi manastırına kapatılıp “dokunulmaz” bir rahibe gibi ilan edilmesine hayır diyoruz. Sanat hayatla, sokakla, halkla iç içe olan, yapılan bir etkinlik halini aldığında, sanıldığı gibi değerini kaybetmez, özü zedelenmez. Tersine daha sahici, daha kalıcı, daha devrimci bir nitelik kazanır. Yeter ki aşkla içtenlikle yapılsın; gündelik hayatın ortasında da kendini var etmekten korkmasın. İşte bu sergi, böyle bir anlayıştan yola çıkarak sanatı, halkı ve aşkı “birlemeyi” amaçladı.
Sergide mermer ve metal birleşiminden oluşan 6 adet heykelim bulunmaktadır ” dedi.
Sergiyi ziyaret etmenizi espirili bir eleştiri ile bizlere göz kırpan eserleri görmenizi tüm sanatsevenlere tavsiye ederim. Sergi 4 kasım tarihine kadar açık.
Haber ve fotoğraflar: Esmeri Alev Ekebaş