Masaya oturunca yanımızdaki arkadaşların fotoğrafını çektim. Biraz dinlendik, köfte-ekmek yaptırdık, karnımızı doyuralım öyle dolaşalım dedik. Çocukların oyunları başlamıştı, büyükler de onları heyacanla izliyorlardı.
İçecek satan arkadaşların yanına geldiğimizde onlarla sohbet edip fotoğraf çektirdim. izmir’den Lokman arkadaş ta buradaydı. Öğrencim Gülfidan Birsen kızıyla içecek birşeyler almak için gelmişlerdi. satış tezgahında Emecik, Kızlan koalisyonu vardı. Esat Uçar ve Kadir Gülhan Emecik’ten, Fatma Topaloğlu ve Tugay İlhan Kızlan köyündendi.
Çocukların oyunu bitince meydan büyüklere kaldı, Davul zurna eşliğinde oyunlar oynandı. Öğrencim Gümsüm Güllü Toker’in ızgara tavuklarından tattık. Bu arada canım tatlı istedi, canım şunu istedi dediğim yaşamımda çok az an vardır, bugün istedi işte , şerbetli lokmalardan yedik.
Yürüyüş arkadaşlarım günün tadını çıkaranlardan, Ümit Kırcalı, Leyla Arslan, Aynur Altuğ o anlarda.
Arkadaşım Lokman ile yeni tanıştım, Datça’ya yerleşmeye karar verdi, buraları seviyor, sakinliği, doğayı, hayırlısı olsun diyeyim. Böyle işte bir Akdeniz’den Ege’ye de geçti, herşeyin hızla geçtiği gibi, yağmura falan yakalanmadan dönelim diyerek arkadaşım Ekrem İpek ile geldiğimiz yoldan Yeldeğirmenlerine yürüdük. O gün arada bir çiselese de tam bir yağmur olmadı ama bugün bu yazıları yazarken güzel yağmur yağdı. Bahar yağmuru gibi usul usul yağdı zaman zaman, yapraklardan süzülen bir damlayı izlerken yüreğin yağmurlarında gözlerden süzülen bir damlayı anımsattı, hafifçe yanaklardan aşağıya süzülüp giden.
Sayın Hocam,
Şapka şemsiye için teşekkürünüze gerek yok. Bu da bizim görevimiz olsun.
Bu faaliyetlerden haberdar olmak adına; Sizin vermiş olduğunuz emek, çaba, harcadığınız zaman karşısında, benim gibi Datça sevdalılarını ne kadar mutlu ettiğinizi biliyor musunuz?
İstanbul dan istemiş olduğunuz her hangi bir husus olur ise emrinizdeyim hocam.
Sağlık ve esenlikler dilerim
Saygılarımla,
Ahmet AKÇAY