İki gün gece gündüz demeden yağan yağmurdan sonra Datçamızın o güzel havası kendini gösterdi, pazar günü olmasının da etkisiyle benim gibi birçok kişi ailesiyle kendini doğaya attı. Ekrem İpek arkadaşımla buluşup Aktur yakınlarına gittik, elimizde sepet biraz mantar toplamaya çalışacaktık, karşılaştıklarımızla sohbet ederek video çekimleri gerçekleştirmekti niyetimiz. Çok güzel bir bahar havası vardı, yağmur sabaha kadar yağmıştı, bitkilerin üzerinde yağmur taneleri mücevher gibi parlamaktaydı. Yerler yağmur sularıyla bataklık gibiydi, toprak doymuş göletler oluşmuştu. Yağmur sularıyla dağlardan inen derelerin sesleri duyuluyordu çevrede. Yol kenarlarında çok sayıda araç park etmişti hepsi de mantar bulmak için buraya gelmişlerdi. Tabii mantar işin bir kısmı çoluk çocuk birlikte doğada olmak inanılmaz güzel bir şeydi. Büyük şehirlerde insanlarımızın hasret kaldığı şeyler. Karşılaştıklarımızla sohbetler ettik, doğada gezdik birkaç mantarın dışında mantar bulamadık ama işin uzmanları yeterince mantarla evlerine döndüler.
Derelerin sesini duydukça aklımıza yakınlardaki Aktur Çağlayanlarını görmek geldi, Aktur virajlarının başındaki yamaçlardan dereye indik, inanılmaz güzel manzaralarla karşılaştık. Buraya geçmiş yıllarda pek çok geldim , hatta yağmurların en yoğun olduğu zamanlarda ama böyle güçlü akan bir suyla karşılaşmadım dersem abartma olmaz. Sular birkaç koldan yükseklerden hızla dökülmekteydi.
Daha sonra daha derinlerdeki diğer çağlayana yürüdük çektiğim videoda o anları yaşarcasına izleyebilirsiniz, çok güzel heyacan verici görüntülerdi. Bir buçuk ay önce bir operasyon geçirmiştim, dağlar vadiler için biraz erkendi ama bu manzaraları görünce her şeyi unuttum. Arkadaşımla güzel bir zaman geçirdik, daha ilk yağmurlarda böyle görüntülerle karşılaşmak bizleri şaşırttı, heyacanlandırdı.