25 Ocak tarihinde öğleye doğru Datça Merkezine indim, bugün okulların tatil olduğunu ancak eşimi garajda uğurlarken anladım, tatile çıkanlar arabaları doldurmuştu. Sonra Datça Merkezine indiğimde Yücel hocamı görünce okullardaki programı kaçırdığım aklıma geldi, arkadaşımın yüzünde tatile çıkmanın mutluluğu vardı, ekmeklerini almış giderken objektifime yakalandı. Satırlarımın başında tüm öğretmen arkadaşlarıma ve öğrencilerimize sağlıklı, mutlu bir tatil diliyorum. Umarım istedikleri gibi bir tatil olur ve dinlenirler.
Yakınlardaki Kazım Yılmaz İlköğretim Okulu aklıma geldi, belki orada bir kaç öğrenci görürüm diye gittiğimde bir grup öğrenci velileri ve öğretmenleri ile hatıra fotoğrafı çektiriyordu, izin alıp ben de fotoğraflarını çektim.
Öğrenciler bir anda coştular, karneleri ve belgeleri ile pozlar verdiler. Emekli olalı epey bir zaman oldu ama tekrar onların bu coşkusunun içinde kalmak heyacanlandırdı beni.
Maşallah hepsi başarılı öğrenciler, tabii belgesi olmayanlar üzülmesinler gayret etsinler, bunun ne demek olduğunu iyi biliyorum. Kız kardeşlerim eve teşekkür, taktir belgeleri ile gelirken ben bir kaç tane zayıf ile geliyordum. Onların evdeki itibarı bir başka oluyordu. Gezmeyi, oynamayı çok seviyordum, hava kararıncaya kadar sokaklarda gezerdim, benim derdim matematik ileydi.Yıllar sonra başarılı bir öğrenci olduğumda kendine güvenmenin, çalışmanın önemini anlamıştım. O başarısız yıllarımda beni okuldan alıp çırak olarak bir işe vereceklerdi. Kulakları çınlasın aile dostumuz Osman ağbi bir gün açılır, zaman verin diye anne ve babamı ikna etmişti. Bu arada eşim matematik öğretmeni, onun da okulda iken derdi resim dersiymiş.
Aradaki ufaklık benim fotoğrafımı çekmiyorsun diye diye bu pozu çektim. Hepsi çok sevimliler, öğretmenlik hepsini sevmek demek. Çalışkanı, tembeli, yaramazı, uysalı, hepsinin güzel bir yanı var.
Öğrencilerin fotoğraflarını çekerken okuldan bir zamanlar Lisede birlikte çalıştığım arkadaşlarım karne törenini için gelmişler. Fizik öğretmeni İsmet Şatır, Biyoloji Öğretmeni Adnan Elyakut ve eşi Felsefe öğretmeni Nurcan hanım, tabii benim objektifimden kaçıs yok.
Arkadaşlarımdan ayrılıp Vatan caddesine doğru gittim, girişte yıllardır manavlarında eşine yardım eden öğrencim Menekşe\’nin fotoğrafını çektim. Hergün burada, ailesine katkıda bulunan bayanlarımızdan.
Hem iş kadını hem de anne olmak kolay değil.
Manavdan tam çıkıyordum ki bizim afacanlar burada, ne kadar sevinseler haklılar, bu tatil onlar için ama tatili doyasıya yaşayamayan, ders çalışanlar da olacaktır. Oysa tatil onların beyinlerinin biraz olsun rahatlaması, yaşadıkları stresi atmaları için.
Bu fotoğrafı çekerken çocukluğum aklıma geldi; evimiz okula oldukça uzaktı, bazen annem para verir okulun önündeki seyyar arabasında köfte, sucuk satıcısından yediğim sucuğun tadını hala bulamadım. o zamanlar yokluk olduğu içinmiydi yoksa o sucuklar gerçekten lezzetlimiydi hala çözemedim.