26 Mart tarihinde bahçedeki çalışmama ara vererek Eski Datça’ya attım kendimi, başım daralınca geldiğim yer. Sokaklarda kimsecikler yok, rahatça dolaşabildiğim, fotoğraf çekebildiğim bir yer. Parçalı bulutlu havada güzel bir ışık vardı fotoğraf çekmek için.
Sokağın başında Nil Cafe’nin duvarındaki vazodan sarkan Sardunya’nın fotoğrafını çekerek başlıyorum gezime.
Yeni açılan marketin dışında bugün açık olan bir yer burası, önünde birkeç kedi duruyordu. Eski Datça sokakları onlarındı bugün, kısa aralıklarla birçok kedi gördüm.
Biraz gidince duvarın üstünde etrafı seyreden kara kedi, kediler siz onlara baktığınızda sizinle göz göze gelmemeye çalışıyorlar. Sesleniyorum, değişik sesler çıkarıyorum kafasını başka tarafa çeviriyor.
İlgilenmem canını sıkmış olmalı.
Bacanın üstünde minik bir kuş öyle güzel nağmelerle ötüyor ki ! Minicik birşey ama doğaya kattığı güzellik büyük.
Mor salkım çiçekleri önünden geçtiğim bir evin duvarı boyunca uzanıyor. Ev sahibi çiçeklere meraklı besbelli, teneke kutular içinde çiçekler. Çocukluğumuzda avlular çiçeklerle kaplı olurdu, bunun gibi bulabildikleri her şeyin içine dikerlerdi çiçekleri.