Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ilk kutlandığı yıllarda ” Dünya Emekçi Kadınlar Günü ” Başlığıyla kutlanırken daha sonra Emekçi kelimesi çıkarılarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “ Dünya Kadınlar Günü ” olarak anılması kabul edildi. Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1980 darbesi döneminde dört yıl kutlama yapılmadı, 1984’ten itibaren de ” 8 Mart Dünya Kadınlar günü ” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor, çeşitli sorunlar dile getiriliyor. Emekçi kelimesini kaldırsalar da özellikle bizim gibi ülkelerde kadınlarımız yaşama bir emekçi olarak başlarlar, yaşamlarının sonlarına kadar da ellerinden geldiğince üretmeye devam ederler.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Datça’da da çeşitli etkinlikler vardı, Datça Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikte kadınlar Adaburnu Gölmar Otel’de bir araya gelerek günlerini kutladılar. Akşam da Cumhuriyet Meyda’nında etkinlikler devam etti.
Bana gelince sabah saatlerinde arkadaşımla Kızlan arazilerinde bahar manzaraları içinde güzel bir zaman geçirdik, bu gezimizde Emekçi kadınlarımızla karşılaşıp, sohbet etmemiz günümüzü daha anlamlı kıldı.
Datçamızı çok seven insanlarız, arada bir tersi çıksa da dışarıdan gelen vatandaşlarımız da bu topluma ayak uydurur, hoşgörülü güzel görüntüler izleriz. Kadınlarımız rahat ve özgürce düşüncelerini dile getirirler, eşleriyle birlikte yuvalarını yaşatmak için var güçleriyle çalışırlar. Genelde Yarımada’nın her tarafında bu böyledir, Kızlan arazilerinde tarlada eşiyle çalışan, geçimini yürüten pek çok kadına rastladım, hoşgörüleri sayesinde fotoğraflarını çektim. Köy yaşamı, çiftçilik kolay bir iş değil. Gezimizin başında eşiyle tarlasından dönen Gökhan arkadaşla karşılaştık, çalışmaktan geliyorlarmış, pancar tarlasında çalışmışlar. başka emekçilere rastlamak umuduyla Şarlı ovasındaki yürüyüşümüze devam ettik.
Yılın ilk toplu olarak gelinciklerini görmek burada nasip oldu, sarı ve yeşilin tonları içinde kırmızılar çok hoş duruyordu.
Dallama papatyaların yanında marul bahçesinde çalışan Çınar arkadaş vardı, seamlaşarak ve izin alarak fotoğraflarını çektim. İnternette paylaştığım için fotoğraf çekmeden önce mutlaka sorarım kim olursa olsun. Genellikle olumlu cevap verirler, dostça bir yaklaşım görürüz. Biraz ileride de annesi Fatma Akyol ile karşılaşıp selamlaştık.
Fatma hanım beni kırmayarak bu güzel doğanın içinde bu pozu verdi, o an farketmedim hırkasındaki desenler doğanın içindeki çiçekler gibi. Datçalılar gibi napıp durun dedim, ” Pazar işi yapıyom, pakla elledim ” diye cevap verdi. 70 yaşında birçok ameliyat geçirmiş ama yine de elinden geldiğince üretmeye devam ediyor. Datça’da böyle örneklere sıkça rastlarız. Hayvanlara da sen mi bakıyon dedim, oğlu bakıyormuş, ben dikeldiğim yerden bunları toplarım dedi.
Biraz gidince önümüze büyük bir sera çıktı, daha önce görmemiştim, seraya girerek çalışanlarla tanıştık. Çalışan arkadaşların çoğu Denizli’den olunca konuşacak konu çok oldu. Hatice İzgi mal sahibi sera kurulalı üç yıl olmuş, diğer kadınlar birkaç yıldan bu yana bu serada çalışıyorlar. İçerisi yemyeşildi, yeşil dallarda kırmızı domatesler çok güzel görünüyorlardı. İsimlerini ses cihazıma almıştım maalesef zayıf çıkmış, yanlışlık yapmamak için yazamadım. Kusuruma bakmasınlar, ama çoğu Denizli’li, Çameli, Acıpayam gibi yerlerden bir arkadaş Aydın’dan’dı.