Meltem Katırancı Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünde öüretim görevlisi. Irak Türmenlerinden, çalışmasında Türkmen çocukları konu almış, Meltem hanımla konuşurken yanındaki bayanın kardeşi olduğunu öğrenince fotoğrafını çekmek istedim. Tam fotoğraf çekerken bir kelebek gelip arkadaşın omuzuna konmaz mı, çok hoş bir sürpriz oldu.
Denizli’den akrabalarım tatil için Datça’ya gelmişler, bir gün önce Eski Datça’yı gezdik, bugün ne yapacakları tam olarak belli değildi. Tekne gezisi yapma durumları vardı, Knidos Akademi’deyken gelen telefonla Palamutbükü’ne geldiklerini haber verdiler. Palamutbükü’ne doğru yola çıkmıştık ki tekrar telefon geldi Knidos’a geçmişler, hemen dönüp Knidos’a geldik. Knidos’u hiç böyle kalabalık görmemiştim, araba park yerinde yer yoktu, akrabalarım da yeni gelmişler arabalarına bir yer arıyorlardı. Knidos’ta kapıdan ücreti ödemeniz gerekiyor, kişi başı 10 Tl, ondan sonra içeriye giriyorsunuz. Tarihi eserleri gezmek isterseniz elinizdeki biletle telle çevrili kalıntıların olduğu alana geçiyorsunuz. Güneşin en kızgın olduğu zamandı, öğleden sonra gezeriz diyerek akrabalarım ve onlarla gelen arkadaşları Büyük liman sahilindeki ılgın ağaçlarının altına geldiler, sahilde birçok kişi vardı. Sahillerde bu ağaçların gölgelerinden yararlanıyoruz. Deniz tuzundan etkilenmiyorlar, çok güzel ağaçlar.
Arkadaşlarımız sahilde yerlerini hazırlarken biraz ilerideki yapıda kalan Knidos Kazılarını yöneten Selçuk Üni. Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dç.Dr. Ertekin M.Doksanaltı’yı görmeye gittik. Kazılar sabah 06.00 da başlayıp saat 14.00 te son buluyormuş, biz Knidos’a geldiğimizde saat 14.00 ü geçmişti. Hatta Knidos’a geldiğimizde saati görünce bayağı şaşırdık, Knidos Akademi’de zaman nasıl geçmiş diye. Knidos ‘ta bu yıl yapılması beklenilen restorasyon çalışmasını merak ediyordum, Ertekin Hoca’nın verdiği bilgiye göre zemin etüdü, sondaj çalışmaları bitmiş, son olarak malzeme etüdü için çalışmalar yapılıyormuş. Arazi çalışmaları sonlanmış, bundan sonraki işler masa başı işleriymiş, ocak 2015 te inşaat çalışmalarının başlamasını bekliyorlar. Bu yıl kazı yapılan yerleri kendisinden öğrendik ve bu yerleri görmek üzere ören yerine doğru hareket ettik. Biraz ileride ılgın ağacının altında ürünlerini satan Fatma Aydoğan’ın yanına gittik, artık birbirimizi iyi tanıyoruz, Yazı köye, Knidos’a geldikçe birkaç kez karşılaştık, fotoğrafını çektim.
Fatma Aydoğan’ın tezgahında sadece incir ve frenk inciri dediğimiz dikenli bitkilerin meyvaları vardı. Frenk incirinden tatmamızı istedi, arkaşlarım birer tane alıp tatılar, tanesi 1 TL. Arkadaşlar ilk kez yemişler, ne kadar lezzetliymiş diye şaşırdılar, çok çekirdekli ben yiyemiyorum, bahçemizde var. Yan taraftaki tezgahta Yazı köyü kooperatifinin ürünleri satılıyor, iyi düşünmüşler diye sevindim. Fatma hanım yeni gelmiş, tur teknesini kaçırdım diye söylendi.
Bu yılki kazılar küçük tiyatro yanında ve liman caddesinin hemen bitişiğindeki Kilise D’de yoğunlaşmış. Kilise D çalışmaları hoşumuza gitti, kilise meydana çıkmış, D kilisesi gibi Knidos’taki tapınakların birçoğu Bizans döneminde kiliseye çevrilmiş, tabii bu değişimde tapınaklar yok olmuş, oradaki malzemeler kilise yapımında kullanılmış. Sağda görülen merdivenler daha önce yoktu, birkaç metre aşağıya kadar gidiyor. Bu çalışmalarla stoa tarafındaki sütunlar daha güzel bir görüntü oluşturmuş.