16 Kasım Pazar Günü güzel bir hava vardı, arkadaşımla buluşarak Mesudiye’ye doğru yola çıktık. Bir yürüyüş yapacaktık ama nasıl bir parkurda yürüyeceğimiz konusunda sabah arkadaşımla buluşuncaya kadar kararlaştırdığımız bir rota yoktu. O gün Mesudiye Döşeme mevkiinden başlayarak 11 km lik bir yürürüyüş yaptık. Uzunca bir süre birbirinden gösterişli taş evlerin arasından yürüdük, eski evleri gezdik, yeni tanıştığımız Mesudiyelilerle sohbet ettik ve Yalımdibi mevkiinde bir mağarayı gezdik.
Arabamızı taş ocağına sapılan yolun biraz ilerisinde park ederek yürüyüşümüze başladık. Güneşli, sağlıklı bir Datça havası vardı. Biraz gidince Şener ve Şerif Gündoğan’la karşılaştık, bugün birçok Datçalının yaptığı gibi zeytin topluyorlardı. Şerif Gündoğan’la uzun bir süre aynı mahallede oturmuştuk, uzun bir zamandır ekendisiyle karşılaşmadım. Eskiden olsa hemen hemen her gün tanıdığınız kişilerle karşılaşırdık, nüfus azdı, gidilecek, oturulacak yerler sınırlıydı. Sıkça aynı yüzleri görme imkanı oluyordu. Şimdilerde merkeze indiğimde tanımadığım yüzler tanıdıklarımdan çok fazla, kendimi yabancı gibi hissettiğim oluyor.
Döşeme mevkiine giden yol, yol sonunda Knidos yoluna çıkıyor, çok eskiden kullanılan bir yol, şimdi genişletilmiş, geçmiş yıllarda eşekle geçilen bir yol. Sağ tarafımızda dimdik, yüksek bir kaya var, şimdi bilmiyorum ama geçmişte avcı kuşların yuvalarını yaptığı bir yer olmalı.
Geldiğimiz yol çam ağaçlarıyla çevrili, yol üzerinde belirli aralıklarla yangın vanaları gördük. Aşağıda da bir yol var, orada yapılmış evlere gidiyor. Mesudiye’nin dağı, taşı yapı dolmuş, tepelerde, yamaçlarda evler var, tabii buralara yapılar yapılınca onlara yol da yapmak gerekiyor.
Yolun diğer tarafında Mesudiye ovasını, yerleşimleri görüyorsunuz. Burada ilginç kayalarla karşılaşıyoruz.
Aşağıdaki vadide yapılmış evler, tepelerde villa tipi görkemli yapılar, izleyerek yürüyoruz. Yürüdüğümüz yol asfalt, sağ üstte suyun biçimlendirdiği bir kaya görülüyor, izlerden buradan bir şelalenin aktığı anlaşılıyor.
Yukarıya doğru çıkan bir yolun başında eski taş yapılar, yol büyük ihtimalle biraz önce tepede gördüğümüz yapıya gidiyor.
Hocam çok çok teşekkürler, Datça sizinle ve Ekrem hocamla bir başka güzel
Muzaffer bey yaptığınız rehberlik ve aktardığınız bilgilerle Datçayı daha çok sevdik. Emeğinize sağlık, teşekkür ederiz…
Muzaffer Bey; yapmış olduğunuz rehberlik ve bilgileri Datça Detay’a sanatçı gözüyle aktarımınız için teşekkürler. Ayrıca, Knidos Akademiye ziyaretimiz sırasında değerli hocam Umur Türker’le karşılaşmak benim için büyük bir sürpriz oldu…. Ekrem Bey’e de çok teşekkürler…Emeklerinize sağlık…
Bu güzel yorumlar için çok teşekkürler arkadaşlar, biz de sizlerle güzel bir gün yaşadık…
Hocam siteniz sayesinde memeketimiz sanki yanımızda. O resimlerinizde gezdiğiniz sokaklar, o evler… İşte onlar benim çocukluğumu gecirdiğim evler sokaklar. Agustos böceği kovaladığım Kekik kokuları için de dolaştığım, sokaklarından kekik balı kokularının yayıldığı sokaklar. işte oralar benim çocukluğum. Kekiğim, Balım, Çamım…