Yeni turizm sezonu başladı, okulların kapanması, seçim derken fırsat bulanlar, imkanı olanlar yaşamın stresinden kısa bir süre de olsa uzaklaşarak dinlenme fırsatı bulacaklar. Bunu yaparken sakin, huzurlu bir tatil beldesini de seçmeye çalışacaklar. İşte Datça bu açıdan onları tatmin edecek bir yer. Şirin, sıcak atmosferli aile işletmeleri, küçük oteller, birçok konaklama tesisi onları bekliyor. Datça Detay web sitemde hala devam eden bir anket var; Datça’nın sizin ilginizi çeken özelliği hangisi diye soruyorum, a : Doğası b : Denizi c : Sakin, huzurlu olması. Verilen cevaplarda şu an için % 52 ile sakin huzurlu olması önde gidiyor doğası % 26 , denizi % 22 olarak görünüyor. Turizmci arkadaşlarımızın ve yöneticilerimizin bunu dikkate almasını diliyorum. İnsanlar huzurlu, sakin bir yaşama özlem duyuyorlar. tatillerini de böyle bir ortamda geçirmek isteyeceklerdir. Yapılaşma, günden güne artan kalabalık nüfus, otopark sorunları, büyük kenti aratmayan sıkışıklıklar o yerin cazibesini kaybetmesine neden olacaktır.
Seçimden bir iki gün önce Betçe’nin turistik sahillerini, ziyaret ettik, bazı turistik tesis işleten arkadaşlarımızı da gördük. İlk durağımız Hayıtbükü oldu, denize giren, güneşlenen birçok kişi vardı. Her zamanki gibi fotoğraf çekme açısından ışık güzeldi, tropikal bir iklimi çağrıştırıyordu, bunda Haziran’daki bulutlu, yağmurlu havanın etkisi büyük. Kırkikindi dediğimiz türden yağışlar, şu an aynı hava hakim durumda, akşam ve biraz önce hafif bir yağış oldu. Eylül havasını andıran sıcak, bunaltıcı bir hava var.
Not: Betçe Datça’nın Batı bölgesine bu isim veriliyor.
Hayıtbükü sahilinin tümü şemşiye ve şezlonglarla kaplı durumdaydı, bu yıl doğu tarafındaki açık kısımlarda da aynı manzara var. Buna karşı olanlar kadar bundan memnun olanlar da var, ikinci şık daha ağır basıyor diyebilirim.
Hayıtbükü’nden Ovabükü’ne geçtik, Ovabükü koyu Datça’nın en geniş sahillerinden birine sahip, geçen yıllara göre şemşiye ve şezlonglar artmış gibiydi, sahiller turizme hazır vaziyette müşterilerini bekliyorlar. Tabii ülkemizde turizmcilik kolay değil, birçok masraflar yapılıyor, yeni umutlarla bir sezon bekleniyor, çoğu zaman da bir neden çıkıyor hayaller tuzla buz oluyor. Umarım bu yıl turizmden ekmek yiyen arkadaşlarımız umduklarını bulurlar. Turizm işi zor bir iş, her çeşit insanla karşı karşıya geliyorsunuz, içlerinde çok anlayışlı olanlar kadar kaprisli, sonradan görmeler de oluyor. Sakin olmak zorundasınız, müşterilerinizi memnun etmek zorundasınız, yoksa bu işi bırakmanız gerekir. Mutlu olan insanlar size bir motivasyon kaynağı olacaktır, yeni arkadaşlarınız, tanışmalarınız olacaktır.
Yarımada’nın her tarafında olduğu gibi Mesudiye’de de betonlaşma hızla sürüyor, bu olumsuzluklara karşın şu anlarda Ovabükü doğallığını koruyan koylardan. İnsanlar oturdukları dalı kesiyor, gelecek yıllarda nasıl olur bilemiyorum.
Kıyı yolundan Palamutbükü’ne doğru yol aldık, ilk durağımız Kurubük tepesi, her zamanki gibi buradan manzara çok hoş , koyda yüzenler, güneşlenenler vardı.
Kurubük’ten sonra Akçabük geliyor, adı gibi akça sahillerin olduğu ormanlık bir yer. son yıllarda buraya bakmadan geçtim hep, 50 dönümlük özel arazi telle çevrildi, tabii oldukça üzüldük bu duruma. Bu kez kamping yazısını görünce durdum ve işletmeci arkadaşlarla tanıştım. En azından böyle doğal güzelliği olan yerin bu gibi bir amaçla kullanılması iyi olur, tabii gelecekte bu güzelliği neler bekliyor bilemiyorum. Bu gibi olduğu müddetçe desteklerim. Çok güzel bir temizlik yapılmış.