Bugün arkadaşımla bir gezinti yaptık, başlıkta belirttiğim gibi her yer yeşil bir renge bürünmüş vaziyette. Bu durum Yarımada’nın her tarafında aynı, nereye gitsek bu gibi bir manzarayla karşılaşıyoruz. İlçe merkezinden uzaklaşır uzaklaşmaz güzelliğini haykıran bir Datça karşımızda durmakta. Manzaraya baktıkça bir tuval verip, sadece yeşilin tonlarıyla bir resim yapın deselerdi yaptığımız resim ancak böyle olurdu diye aklımdan geçirdim. Gazetelerde zaman zaman çıkıyor; bu mevsimde nereye gidilir, en sakin doğal yer, gibisinden haberler, o arkadaşlara gidilecek yeri, görülecek yeri internetten bakmayın gelin görün diyorum.
Derinbahçe’de kahvaltı yapan arkadaşlarımla güzel bir sohbetin ardından Emecik Güllük mevkiinde14 Şubat’ta büyük bir katılımla gerçekleştirilen ağaç dikme etkinliğinde dikilen alanları gördük, fidanlar gayet sağlıklı görünüyorlardı. Orman yollarında günün ilk yürüyüşünü yaptık. Aslında bugün böyle doğada yürüyeceğimi beklemiyordum, hava durumunda şimşekli, kuvvetli bir yağmur gösteriyordu. Sabahın erken saatlerinde biraz atıştırdı, daha sonra yağmursuz kapalı bir hava vardı. Böyle havalarda sizi içten seven arkadaşlarınızla yan yana gelmek bütün bulutları dağıtıveriyor, biz de güne böyle başladık, güzelliklerin devamı geldi.
Ekrem arkadaşımın köyündeyiz, Kızlan verimli arazilere sahip, halkının birçoğunun çiftçi olduğu bir yer. Yeşilliklerin bir kısmı bu dikili alanlar, patates tarlaları, tahıl ekili alanlar gibi. Fotoğraflarda görülen papatyalar sürülmemiş, ekilmemiş alanlarda oluyor genelde. Belimizi geçen uzunlukta papatyalar ( bu iri yapraklı papatyalara Dallama deniyor ), badem ağaçlarının yeşili, çimenler, yolların dışında toprağı görmek zor gibi.
Papatyaların içinde otlayan atı tanıyoruz , zaman zaman binicisiyle fotoğraflarını paylaşıyorum. Uysal, sevgi dolu bir hayvan. Sanırım öyle her atın yanına böyle yaklaşılmaz, besleyenler bilirler. Atla fotoğraflar çektikten sonra Karaköy’e doğru giden toprak yolda yürüdük. Biraz gidince yeşilliklerin içinde otlayan eşek dikkatimizi çekti. Köylerde ( Şimdi Mahalle oldu ama ) orta yaş ve üstü kişiler tarafından hala besleniyorlar.
Yeşilliklerin içinde kırmızı gelincikler ne güzel duruyor, zıt renkler birbirlerini tamamlıyor. Papatyalarla gelincikler yan yana olunca daha hoş bir görüntü oluşuyor.
Gelinciklerin içinde fotoğraflar çekiyoruz, yeşilin her tonu burada. Şubat’ta beyazın şöleni vardı, badem çiçekleriyle her yer beyazlara bürünmüştü. Şimdi yeşilin şöleni. Yeşil dinlendiren, huzur verici bir renk, kısa bir zaman için de olsa sorunlardan, tasalardan uzaklaştığımız anlar. Doğa en büyük ilaç, yalan dolan yok, olduğu gibi söyler sözünü, yüreğiniz sevgiyle besleniyorsa o da sevgiyle açar kolarını. Anadır, sevgilidir, paylaşmayı sever.
Mart ayında papatyalara katılan birçok çiçek var, yeşil bir elbisenin üzerinde çiçek desenleri gibi durmakta. Pamuklan dediğimiz dağ gülleri de mart ayında açan çiçeklere katıldılar. Pembe ve beyaz renkleri var, biraz daha farklı tonlarda olanları da oluyor. Zaman zaman ingilizce yayın yapan bir japon kanalını seyrettiğim oluyor, orada tasarımlarda bu gibi çiçekler çokça kullanılıyor. Bir zamanlar bizim de basma fabrikalarımız vardı, babam oradan emekli olmuştu, ülkemizin doğasını yansıtan ne güzel kumaşlar üretilirdi.
Yarımada’nın her tarafı bu manzarada görüldüğü gibi yemyeşil, umarım bu yeşil alanlar gelecek yıllarda da böyle yeşil olur. Bu yıl diğer yıllara göre Datça daha yeşil, mart ayında pek yağmur düşmedi nemli, kapalı havanın etkisi olsa gerek. Bir de birçok gece yağmur gibi yoğun bir çiğ yağışı oldu, onun da etkisi olmuştur. Önümüzdeki bir iki gün yine yağmurlu bir hava görünüyor dilerim çiftçilerin beklediği yağmur düşer. Yağmur dileklerim tutuyor gibi, geçen gün diktiğimiz fidanların arkasından yağmur yağınca ne denli mutlu olduğumu anlatamam.