Datça Vineyard müdürü Melih Karaer etkinlik ile ilgili bilgi verirken. ” Bağ bozumu etkinliğimiz gelenek haline getirildi, bundan sonra da inşallah devam edeceğiz. Datça için müstesna bir etkinlik oluyor, birlikte doğayla bir şeyler paylaşılıyor, huzur bulunuyor, stresten uzak şarap olacak üzümleri kesiyoruz. Arkasından bağ bozumu kahvaltımız var. Bugün şiraz, cabernet, merlot üzümlerini kesiyoruz. ” dedi.
Üzüm kesme işi boyunca bağların arasında klasik bir müziği sıkça duyduk, çok hoş anlardı. Melih bey elinde bir müzik çalar bağların arasında dolaştı durdu. Bu işler gönül işi, sevgi işi.
Ali ve Ceren arkadşlarımız Datça Vineyard çalışanları olarak hep yanımızdaydı. Yeşiller içinde kırmızı tişörtleriyle güzel bir görüntü oluşturdular. Ekrem arkadaşım da bağ makasını eline alıp seleleri doldurdu.
Nazmiye Halvaşi kızı ve yeğeni ile etkinliğe gelmişti, yanında Kızlan değirmenleri yanında sepet ören Hasan Usta’ya ördürdüğü güzel bir sepet vardı. Kestiği üzümleri onun içine bırakıyordu. Nazmiye hanım bağ bozumu’na dört yıldır katılıyor. Bir ara bağların arasından klasik müzik sesi duyuldu, ses bize doğru yaklaşırken Melih beyin geldiğini anlamıştık. Bağların arasında müzik çalarıyla mutlu bir şekilde dolaşıyordu.
Empresyonist bir tablonun içinde gibiydik, Ankara’dan gelen opera sanatçısı arkadaşlar da üzüm topluyorlardı.
İki değişik cins üzümün arasındaydık, bunlar farklı derken Melih bey yanımızda beliriverdi ve bize üzümlerle ilgili bilgi verdi. Üstteki fotoğrafta öküzgözü üzümleri görülüyor, Anadolu’nun gururu, kadifemsi, meyvamsı bir tadı var, şarapları da öyle. Altta Boğazkere üzümleri kekrimsi bir tadı var, şarapları da öyle. Tadarak ikisi arasındaki farkı gördüm. Yaprak şekilleri de farklı.