Bu yürüyüşte en çekindiğim şey aşılması mümkün olmayan şelalelere rastlamaktı, veya derin sulardı, ama derede yürümemiz zor olmadı. Artık dereden başka bir yerden yürüme şansımız yoktu çünkü. Mesela Kızılbük’e akan Kocadere’de bu tür şelaleler vardı.
Oldukça uzun boylu hurma ağaçları, sıkça karşımıza çıktı.
Üzerinde asalak bitkiler olan bir Datça hurması, gövdeleri yeşilimsi bir renk almış.
Tavus kuşunun tüyleri gibi çok güzel görünüyor.
Yine en uzun boylu ağaçlardan, gövdesi yemyeşil.
Yaşadığınız ve bu görüntü ve yorumlarla bize yaşattığınız için çoook yaşayın.Teşekkürler.
Merhaba hocam elinize yüreğinize sağlık dört gözle beklediğim bir yazı dizisini heyecanla bir çırpıda okudum izledim.Umarım Bodrum ve Marmaris’in başına gelen Datça doğasının başına gelmez .Bizler doğayı paylaşmayı öğrenemedik maalesef.Sadece dünya bizim miş gibi yaşıyoruz. yakıyoruz yıkıyoruz ve maalesef yok ediyoruz.Ama unutmayalım ki bu yok oluş insanlığın yok oluşu olur :(. Sevgiyle kalın…
Muzaffer bey,Ekrem bey;ellerinize,ayaklarınıza,emeğinize sağlık.Bu güzellikleri bizlerle paylaştığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum.Çok sevdiğim Datça’ya sizler sayesinde aşık oldum.Umarım bu güzellikler korunarak gelecek nesillere aktarılır.