gökkuşağı

Gökkuşağını Beklerken..

19 kasım pazar günü sabahı gün yağmurla başladı, bir gün önce hava durumuna bakmıştım, yağmuru bekliyordum ama bu yağmur benim beklediğim yağmur değildi. Hava durumunda şimşekler ve kuvvetli sağanak yağış gösteriyordu. Tatlı bir yumuşaklıkta, bahar yağmuru gibi bir yağmurdu yağan. Şaşkındı biraz, bir durup bir yağıyordu, bahçeye çıktım dolaşırken birden hızla yağmaya başladı ama kısa bir zaman sonra da durdu. Bu arada yağmur durduktan sonra bulutların arasından gülümsercesine bir ışık demeti, karşı dağlarda, tepelerde. Evimiz Kızlan ovasına doğru bakıyor, o taraflarda her tarafı görebiliyoruz. Tabii birkaç sene içinde karşı tarafımızda mantar gibi bir mahalle bitiverdi. Birbiriyle ilgisi olmayan garip yapılardan dolayı dışarı bakasım gelmiyor. Bu molalı yağmurların ardından kendini gösteren güneşle yedi rengi barındıran gökkuşağının her an çıkmasını bekliyordum. Nitekim bir ara pencereden baktığımda Reşadiye’den Kızlan’a uzanan bir yay şeklinde kendini gösteriverdi. Koşup makinamı aldım ama manzaramın önünü kaplayan yapılardan dolayı gökkuşağının fotoğrafını çekmekten vazgeçtim, onunla öyle bir yerde buluşmalıydım ki, deklanşöre basarken  heyacan duymalıydım. İşte bu sayfamda bu buluşma anları ve gökyüzünü kaplayan artistik bulutlarla geçirdiğim bir zaman anlatılıyor.

datça otlayan inek

Bugün evden çıkmaya niyetim yoktu, bir gün önce Ekrem arkadaşımla Ilıca gölete kadar yürüyüp fotoğralar çekmiştik. Ama öğleden sonra semaları kaplayan bulutlar kanımı kaynattı yine. Başka bir şey olsa üşenirdim belki ama fotoğraf çekme olunca üşenme olmuyor. Hemen giyinip arabamı çalıştırdım. Şimdi soru nereye gitmeli oluyor, bulutları, manzarayı en güzel nerede yakalayabilirim sorusu zihnimde oluştu, zaman da kısıtlı, yağmur ve arkasından bir gökkuşağı hemen oluşabilir. Öyle bir gün, bulut geliyor, atıştırıp gidiyor. Nisan ayında bir günü yaşıyoruz sanki, bahar yağmurlarıyla gelen. Sezilerim beni Burgaz’a doğru yönlendirdi, Güneş sitesinin yanında arabamı park ederek yürümeye başladım. Karşılarda bulutlar dramatik manzaralar oluşturmuştu, artık oralarda neler yaşanıyorsa. Önümde yürüyen bir bayan vardı, diğer tarafta otlayan inekler, bir tanesi meraklı gözlerle bana bakmaktaydı.

simi adası

 

Yağmurun ardından  görüntü açıktı, karşı taraflardaki manzaraların fotoğrafını çekerek yürüdüm. Fotoğrafta Fener adası ve Simi tarafında dağlar görülüyor.

 

 

Kıyıya inerek sahil boyunca yürüdüm. Yazın burada çokça yüzen oluyor, arkadaşlar buradaki merdivenden dolayı buraya Merdivenli koy adını koymuşlar.

 

O anlar genelde aydınlıktı, gökler bulutlarla kaplanmıştı, beyaz, gri, lacivert renklerde.

Sayfalar: 1 2 3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir