Ekim’le birlikte ilk fırtınalar, yağmurlar gelmeye başladı. Bir gece önce bir ara dışarıya çıktım, gökyüzü yıldızlarla doluydu ama bir yağmur kokusu vardı, içimden yağmur yağacak derken pek de inanasım yoktu. Sabah kalktığımda kapalı yağmur havasını görünce hemen aklıma gece duyduğum o yağmur kokusu geldi, birkaç saat önceden yağmurun serinliği ve kokusu genellikle hissedilir ama bir gece önceden olması garibime gitti, belki bir yerlere yağmur düşmüştür. Sabah erken saatlerde kuvvetli bir lodos olmuş, bizim evin oralara güneyli rüzgarlar pek etki etmiyor, farkedemedim. Eskiler ilk fırtına ile sonuncusundan korkacaksın derler. Kuvvetinden çok bence beklenmedik bir anda olmasındandır sanırım ama artık hava durumunu her saat başı öğrenmek mümkün. Öğleden sonra limana kadar giderek fotoğraflar çektim, bu fotoğraflarla sizi yürüdüğüm yerlere götüreceğim.
Limana geldiğimde hava kapalıydı, lodosun pek etkisi yoktu ama bu mevsimlerde Datça limanının bu kısımları pek güvenli değildir. Hava durumuna bakmadım, teknesi olanlar bakarlar, her türlü güvenliği almak gerekir, bazen hava durumu sürprizler yapabilir.
Birkaç kotra yeniden demir atıp kıyıya yanaşmaya çalışıyorlardı, böyle anlarda izleyiciler de çok oluyor..
Teknenin biri yanaşmakta zorlanıyordu, diğer tekne sahipleri dikkatle onu izliyorlardı.
Serin bir hava vardı, yağmur bulutları yavaş yavaş göğü kaplıyorlardı, yanıma şemşiyemi aldığım için pek kaygılanmadım.
İskelenin ahşap kısımlarından bazıları kıyıda duruyordu, arkadaşlara sordum biz çıkardık dediler, dalgalar atmasın diye ama yolda konuştuğum bir arkadaş sabahki lodosta ahşap kısımlar karaya çıktı falan demişti, artık hangisi doğru bilmiyorum.
Tekneler hala limanın etrafında dolaşıp duruyorlardı.
İlk yağmurdan sonra etrafa dağılan doğa ananın kokusunu yazmayı unutmuşum. Özellikle Datça’da bu esansın içinde, değişik otların, kekiklerin oluşturduğu koku bir başka olur, bir de toprağın kokusu karıştı mı….
Bu yazımın ertesi sabahı güzel bir yağmur yağdı Datça’ya, bitkiler doydular suya, renkleri değişti, yaprakları dikleşti..
Güzel resimlerinizin eşliğinde yağmurun kokusu Ankara ya kadar ulaştı.Sizin şiirinizde en az Leyla hanımın şiiri kadar ustaca yazılmış.Teşekkür ediyorum harikaydınız yine.:)
Ne güzel yazmışsınız Selma hanım, teşekkürler..
Sayın Hocam,
Datça Detaydaki fotoğraflarınızdan anımsayarak;
Minibüs den sizi görüp, hemen inerek Datça Medikalde sizinle tanıştığım için mutluyum.
Kumluk da ki okulun önünden, yanımızdan hızlı hızlı geçmenizin sebebini fotoğrafları görünce daha iyi anladım. Bir kez daha size, emeğinize, yüreğinize sağlık.
7 günü doya doya yaşadım. İstanbul a geleli henüz 2 gün oldu.
Sizi kesintisiz izlemeye devam ediyorum.
Saygılarımla,
Ahmet Akçay
Teşekkürler Ahmet bey, tekrar görüşmek dileğiyle, selamlar…