15 Aralık pazar günü arkadaşım Ekrem İpek ile Kargı Koyundan İnceburun’a yürüdük. Bu sıralarda Kargı taraflarında yürüyorum, hemen burnumuzun dibindeki bu doğada beni şaşırtan birçok şey karşıma çıkmaya devam ediyor. Kargı’dan yola çıkarak İnceburun’a gidip gelene pek rastlamadım, bu bende bir merak uyandırdı. Birkaç sene önce yürüyüş arkadaşlarım gitmişlerdi ama bildiğim kadarıyla dönüşte tekne çağırarak dönmüşlerdi. Ne zamandır aklımda olan bir yürüyüştü, geçen hafta Datça Yürüyüş Grubu İncirliğin dediğimiz koyun yükseklerindeki mağaraya kadar yürümüşlerdi, iki yıl önce ben de bir arkadaşımla oraya kadar yürümüştüm ama aşağıdaki derin vadiye inmeden geriye dönmüştük. Birkaç gün önceden havanın pazar günü oldukça güzel olacağını öğrenmiştim, bu güzel havaya güvenerek gidip gelebiliriz diye düşündüm.
Aralık ayının 15 inde inanılmaz güzel bir havada Kargı koyundan yola çıktık. Havanın güzel olacağı belliydi ama bu kadarını beklemiyorduk, arkadaşım ve ben hemen yürüyüşün başlarında üstümüzdeki giysileri biraz hafiflettik. İnceburun’a gitmek için izlenecek yol aslında Kızılova’dan geçiyor, düzgün bir patika yoldan uzun yıllardan bu yana keçi ağılı olarak kullanılan mağaraya kadar gelebiliyorsunuz. Ben aynı yoldan iki kere gidip gelmek yerine giderken Armutlusu’ya kadar kıyıdan gitmeyi tercih ettim geçen yıllardaki gibi.
Armutlusu ve Gökliman koylarına kadar rahat bir patika yol var, geçen gelişimde biraz daha ileriden ormana girerek tırmanmaya geçmiştik, bu kez koya gelmeden orman yollarına daldık. Armutlusu diye sözünü ettiğim koya Akvaryum falan diyorlar ama ben yıllardan bu yana yörede bilinen ismiyle bahsetmeyi seviyorum, buranın bir tarihi, bir geçmişi var, onu hemen bir kenara atarak medyatik kelimelere sarılmak bana yanlış geliyor, tabii bu benim düşüncem.
Kıyı boyunca birbirinden güzel manzaraları seyrederek yürüyoruz.
Ve kıyıdan ormana saptığımız anda yavaş yavaş tırmanarak Kızılova’dan başlayarak gelen asıl yola ulaşmaya çalışacağız. Hafif bir eğimle yolumuza devam ediyoruz böylece yukarılara doğru çıkarken İnceburun tarafına doğru da gitmiş oluyoruz.
Sabah güneşinin ışığında , çam kokuları içinde yürümek çok güzel, kuşlar da bize eşlik ediyor. Kuş seslerinin çokluğu bizleri mutlu ediyor, onlar varsa orada yaşam da vardır diye düşünüyoruz.
Geride bıraktığımız manzaraya bakıyoruz, pırıl pırıl sular, dağlar, bir tablonun içinde gibiyiz.
Resim ve yorumlar için teşekkür ederiz. Bu yaz üçüncü defa fakat bir gün için değil bir hafta için geleceğim. Bir sorum olacak müsaade edersen. Denizden en yüksek yerleşim yeri neresidir?
Nefes darlığı çekenler için.
Teşekkür ederim