Deniz Özüt arkadaşımız notlar alıyor.
Ertekin hoca gelecek yıllarda liman caddesini propylon’a (kutsal kapı) kadar ortaya çıkarmayı düşünüyor.
Burada yapılan kazılarda bir evde balık ağı kurşunları varmış, beş tanesi bir masanın üzerinde bulunmuş, daha sonra bu ağırlıkların terazi için ağırlık ölçüsü olarak kullanıldığını anlamışlar, yanında da terazi bulunmuş. Bu cadde boyunca dükkanlar varmış, kanalizasyon tertibatı, su boruları döşeli bir cadde. Üstte sağda üstü betonla örtülü kuyu antik çağdan kalmaymış, altında dar bir su kanalı varmış. 1997 ye kadar su varmış ama o yıllarda olan bir depremle su gitmiş. İşin ilginci liman caddesinin başlangıcında gördüğümüz antik çeşmeye su buradan gidiyormuş. Alt sağdaki fotoğrafta yolun sol tarafında su sarnıcı görülüyor, ben bu yapıyı Bizans dönemi dini bir yapı sanıyordum.
Ve caddenin son bulduğu Propylon’a geliyoruz, propylon apollon tapınağına geçişi düzenliyor. Sağ tarafında ünlü doğu- batı caddesi var. sağ üst fotoğrafta buraya yaklaşırken gördüğümüz bronz heykel kaidesi görülüyor.
Burası iki ana caddenin keşişme noktası ve bu nokta tapınaklar alanına açılıyor, biraz ileride Apollon Karneios’a adanmış Apollon tapınağı ve Altar’ı var. Bu yapılan yapılarda herşey önceden belirlenen kent planına göre yapılıyor. Knidos hipodomik denilen ızgara planına göre yerleştirilen bir şehir ki günümüzde bile birçok kentte bu planlamayı göremiyoruz. Birkaç ana cadde var ve bunları diklemesine kesen ara cadde. Soldaki fotoğrafta Ertekin hoca “şu an yapının zemininin olduğu yerdeyim derken.”
Sağ tarafımızda doğu – batı caddesinin ucundayız, başlangıç veya bitim noktası olabilir, bu cadde 13 m genişliğinde 750 m kadar devam ediyor, şu anda açılmış değil, birkaç yerde sondaj çalışması yapılarak bu bilgiler alınmış, çok uzun yıllar alacak bir çalışma olur sanırım. Doğu – Batı caddesinin altından geçen 2,5 m derinliğindeki kanalizasyon kanalları propylon’un altından devam ederek denize doğru gidiyor.
Sol üstte yer altından giden kanalizasyon kanalı görülüyor. Sağ tarafta yol kenarında Bizans döneminde fazla özenilmeden yapılan yapların kalıntıları görülüyor.
Propylon’u geçince Apollon tapınağı ve Altar’ına (Sunak) geliyoruz. İris Love zamnında kazılan yerlerden, kazılan topraklar biraz ileride denize dökülmüş, tabii hepimiz şaşırıyoruz. Biraz aklı başında olan birisinin yapacağı şeyler değil ama elin oğlu bunları düşünmüyor. Küçük liman da aynı şekilde kazılıp atılan topraklarla bataklık durumundaymış. Tabii bunda alelacele birşeyler bulup ünlü olma düşüncesi de var. Düşünün kazılan topraklarla antik limanın doldurulduğunu ve Knidos’u yıllar boyunca nasıl bir zihniyetin kazdığını. O yıllarda buralardan birçok eserin de yurt dışına gitmesi ayrı konu. Ertekin hoca benim amacım bir sistemi, bir kültür varlığını ortaya çıkarmak. Bu arada birşeyler de bulursak ne güzel” diyerek çalışma şeklini açıklıyor.
teşekkürler hocam…. @-}–
yazıyı zevkle okudum çok teşekkür ederim…knidos’un bende çok ayrı bir yeri var…huzur bulduğum benim için sonsuzluğun başladığı yer…ege ile akdenizin kesiştiği o incecik mavi çizgi beni mestediyor…ahh datça,ahh knidos içimde biriktirdiğim herşeyi fenere doğru haykırıyorum ,rüzgara ve denize karışıp gidiyor … knidos , sonsuzluğa fırlatılmış kargının denize saplanmış ucu …