Marina Betonları Gökkuşağı Gibi Renklendi


22 eylül günü temmuz sıcaklarını aratmayan nemli sıcak havanın yerini serin bir hava aldı. Kuzeyden esen rüzgarla birlikte gri, beyaz bulutlar resmi geçit yapar gibi mavilerin içinden akıp gittiler. O anlarda Datça’nın değişik yerlerinde bu bulutlarla oluşacak birçok güzel manzara gözlerimin önünde canlandı. Akşama doğru Ekrem arkadaşımla buluşup Taşlık yolundan yürüyerek göletin üstündeki Kargı yoluna çıktık. Yürürken bir ara yolda duran arabadan Şule Kantürk arkadaşımız indi ve şimdi size aktaracağım haberi yapma fırsatı buldum. Biz de arabaya binerek Marina inşaatının olduğu alana geldik, birkaç gün önce limandan gördüğüm ve bir anlam veremediğim boyanmış betonların hikayesini de öğrenmiş oldum. Sorduğum kişilerin de bir bilgisi yoktu. Bundan sonrasında yaşadıklarımız günümüze renk katan güzel anlardı.

Taşlık plajının biraz ilerisinde Yarım kalan Marina inşaatının beton perdeleri uzun bir zamandır bir çirkinlik anıtı olarak orada duruyordu. Karşı tarafındaki limana gelip giden birçok tekne bu görüntünün yanından geçerken içindeki kişilerde nasıl bir izlenim bırakıyordu bilemem. Ama bir anlam veremeyenler çoktur sanırım. Şahsen hemen karşılarındaki şehir manzarası da onları şaşırtmış olmalı.

Beton perdelerin arasında çalışanlar vardı, ellerinde rulo fırçalarla boyama işlemine devam ediyorlardı. Bazıları uzaklardan, Almanya’dan bu çalışma için buraya gelmişlerdi. Gelişigüzel bir boyama değildi, planlanmış, çalışılmış, emeklerle bu hale gelmiş bir sanat eseriydi görünen. Şule Kantürk bu çalışmanın fikir ve planının Jale Somer’den çıktığını söyleyince Jale arkadaşla tanışıp konu hakkında bilgi aldım.

datça'da marina betonları renklendi

Jale Somer  Almanya’da güzel sanatlar  eğitimi alıyor bu işe nasıl başladığını anlatırken ”  Ben 2012 de bu inşaata başlanıldığında Datça’da yaşıyordum. Sonra bunlar böyle bırakıldı, tekneyle buradan her geçişimizde bu görüntü beni hep rahatsız etti. Ya yıktırmak lazım, ya boyamak lazım diye aklımdan geçti, bir taraftan da heykel gibi duruyorlardı. Bitmemiş bir heykel gibi, yanından geçerken görüntüler değişiyor, iç içe giriyorlar, ilginç kompozisyonlar oluşuyordu . Birkaç senedir bu boyama işini yapmak istiyordum ama çeşitli nedenlerle imkanım ve zamanım olmadı. Sonra artık bunu yapmam lazım dedim, aklıma geldikçe uyuyamıyordum ve ondan sonra çalışmalara başladım. Almanya’da eskizler hazırladım. Okulda hocama durumu anlattım, eskizler hazırlamam gerektiğini, sponsor bulmam gerektiğini söyledi.
Boyacı firmalarına meyil attım. Tabii önce buradan izin aldık. Filli boya projeyi beğendi ve bize sponsor oldu. Projeyi arkadaşlara anlatınca biz de ilginç bulduk diyerek benimle geldiler. Alman disipliniyle çalışan bir ekip . Kilim desenleri kullanmamızın nedeni betonları yerle bir etmiyoruz, yerde olanları alıp kullanalım bari dedik. Datça’da köylerde kullanılan kilim motiflerini de kullandık. ” dedi.

Sayfalar: 1 2

2 yorum

  1. Bu fikri yaratan JALE hanıma ve ekibine ayrıca bizlere duyuran Muzaffer Özgen ile Ekrem İpek e ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Elinize kaleminize sağlık . Çok güzel olmuş.. DOĞAN CAN dan sevgilerle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir