3 Aralık günü aldığım mailde mimar Mehmet Örücü arkadaşım İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde Mimari Tasarım Yüksek Lisans Öğrencisi olduğunu, “Mimari ve Kentsel İmgelemde Akdeniz” dersi kapsamında öğretmenleri Yrd. Doç. Dr. Burcu Kütükçüoğlu önderliğinde 12 arkadaşı ile birlikte 5-8 aralık tarihinde Datça’ya gelerek teknik bir gezi düzenleyeceklerini belirtiyordu. Bu konu için Datça’yı seçmelerinin nedeni modernleşme sonucu doğal ve kültürel anlamda birçok yer zenginliklerini kaybederken Datça’nın hala bakirliğini korumuş olması. Mehmet arkadaşım Datça’yı mimari, kültürel, ekonomik, sosyal yapısını inceleyerek dönem sonunda bir akademik çalışma ortaya çıkarmak istediklerini, gelmeden önce internetten ön araştırma yaparken Datça Detay Web siteme ulaştıklarını ve oldukça bilgi sahibi olduklarını yazarak “Bir Datça sevdalısı olarak bize sunduğunuz bu olanak için öncelikli olarak teşekkür ederim, müsait olduğunuz taktirde sizinle tanışıp önerilerinizi duymaktan, bilgi alışverişinde bulunmaktan mutlu olacağız diyordu.
Bana ilettikleri programda Arkadaşlar 5 aralık Perşembe günü Datça’ya gelerek araştırmalarına başlayacaklardı. Yazdığım cevapta o gün dağ yürüyüşüm olacağını ertesi gün kendileriyle tanışacağımı belirttim.
6 Aralık Cuma günü saat 09.00 da Datça Belediyesi Toplantı salonunda arkadaşlarla buluştum. Tabii ben Mehmet arkadaşımı daha önce görmediğim için tanımıyordum ben içeriye girer girmez ayağa kalkan kişinin Mehmet Örücü arkadaş olduğunu anlamak zor değildi. Benim web sitemdeki foroğraflardan çoğu kişi beni çıkarabiliyor. Burada verilen brifingte Datça’nın tarihi, ekonomik, sosyal yapısı ile bilgi verildi. Datça Belediyesi Basın Yayın sorumlusu Osman Akın bu konularda oldukça doyurucu bir sunum yaptı.
Toplantıda bulunan Mimar Ersem İlhan ve Datça Belediyesi İmar işleri bölümünden Asım Balcı da mimari durum ve imar planları hakkında bilgi verdi. Yar.Doç.Dr. Burcu Kütükçüoğlu ve öğrencileri arkadaşlara merak ettikleri konularda sorular yönelttiler. Daha sonra arkadaşlar minübüste yer olduğunu belirterek gezilerine beni de davet ettiler ve ilginç, güzel bir zaman yaşadım. Bir kere pırıl pırıl genç arkadaşlarımı tanıyarak moralim yükseldi, kimbilir daha böyle okullarımızda okuyan ne çok genç arkadaşımız vardır.
İki gün süreyle arkadaşların gezilerinde birlikte oldum, önce Hızırşah Köyü oradan Sındı Köyü, Yakaköy, Çeşmeköy, Knidos derken ikinci gün Datçamızdaki sıradışı yapıları gezdik, geniş bilgiler aldık. Bu bölümü ayrı bir sayfa olarak yapacağım, öğleden sonra Mehmet Ali Ağa Konağı ve Eski Datça derken akşam olmuştu. Pazar günü arkadaşlar Hacet Tepesine çıkacaklardı, hava soğuk ve rüzgarlıydı, ne yaptılar bilemiyorum, kendilerine çalışmalarında başarılar diliyorum.
Hızırşah köyüne giderken yol üstündeki tarihi Hızırşah camii önünde durarak, camiyi gezdik. Tabii o sırada kimseler olmadığı için içeriyi göremediler, kapı kapalıydı. Yapının restorasyonunun yeni yapıldığını belirtince çatı kiremitlerinin buraya hiç yakışmadığını hemen gördüler, caminin oldukça güzel bir yapı olduğunu belirttiler. Maalesef eski yapıların restorasyonunda aslına tam olarak uyulmasa da en azından ona yakın bir çalışma yapılsa insan mutlu olacak, bu caminin ikinci restore çalışması, duvarlardaki çalışmaları görünce bayağı umutlanmıştım ama iş çatıya gelince yine daha önceki çalışmadaki görüntü ortaya çıktı.
Oradan Hızırşah Köyü İpek Dokuma atölyesini ziyaret ettik, 5-6 bayanımızın özveriyle yaşattığı bir yer, içlerinde öğrencilerim de var. Burada arkadaşlar bu çalışmaları başkalarına öğretiyormusunuz, kurs veriyormusunuz , sizden sonra ne olacak gibi sorular sordular. Diğer köylerden de ilgi duyan, öğrenmek isteyen var mı diye de merak ettiler. Datça Kaymakamlığının desteği ile yaşama geçirilen bu projenin daha yaygınlaşması, gelecek kuşaklara aktarılması önemli. Atölyede çalışan arkadaşlar bu konuya kendilerinin dışında ilgi duyan, gelip çalışmak isteyen kimsenin olmadığını belirttiler. Oysa onlara yardımcı birirleri olsa onlar da hem birilerine edindikleri bu tecrübeyi aktarırlar hem de kendilerine ayıracak bir zaman bularak rahat ederler.
Daha sonra atölyede üretilen ipek ürünlerin sergilendiği oda gezildi, kök boyalarla boyanan ipek ürünler ilgi çekti. Atölyeden çıktıktan sonra eski mimari yapısını büyük ölçüde koruyan hızırşah sokaklarında dolaşıldı. Arkadaşların herbiri gezeceğimiz yerlerdeki bazı yapıları kendilerine konu olarak alıyorlar, onlar üzerinde çalışacaklar.
Köylerimizde bu sokakları canlandırmak zor değil, köy de olsa sokakların temizliği, evlerin bahçelerinden sarkan birkaç çiçek çok hoş görüntüler kazandırıyor. Sokaklarda, kahvelerde gördüğümüz kişiler de bu görüntülere bir güzellik katıyor, hoş geldiniz diyen kadınlar, tebessüm eden yüzler bunlar artık büyük kent insanlarının hasret kaldığı şeyler. Köylerimiz artık şunu iyi bilsinler; Datça artık herkesin merak ettiği bir yer, birçok kişi gelecektir.
Bir kısım arkadaşlar meydandaki kahvede oturup bugün benimle gruba katılan Sabah Tuzcu’dan hacet Tepesi ve yöre hakkında bilgi alırken ben bazı arkadaşlarla Hızırşah sokaklarında kısa bir tur yaptım.
Muzaffer Bey yine harika bir şey yapmışınız. Ellerinize sağlık fotoğraflar da anlatım da çok güzel, biz de sizinle gezmiş olduk. Çok çok teşekkürler, iyi çalışmalar…
Çok Teşekkürler Hayriye Hocam, sizden geçer not almak önemli.
Dilerim mimar olarak hayata atıldıklarında Datça’yı özel yapan bu yapı ve dokulardan feyz alarak meslek icra ederler de meslektaşlarının iskele mahallesine yaptıklarını yapmazlar.
Sizinle gezmiş olmaları da büyük şans.
uc senedir yazlari palamutbukun de yasiyorum ama sizin gezileriniz sayesinde datca yarimadasini cok daha iyi taniyor ve hayran kaliyorum .bu bir hizmet .ayaklariniza ellerinize gozlerinize saglik