19 Kasım tarihinde arkadaşım Ekrem İpek ile rotamız Sındı köyü oldu, Sındı dağların arasında şirin bir yerleşim, fırsat buldukça uğrayıp kahvelerinde çaylarını içtiğimiz, sohbet etiğimiz misafirperver insanların yaşadığı bir yer. Geçen haftalarda yine uğramıştık, kahvede sohbet edip, ikramları çayımızı içtik. Denizden uzak mesafede oluşu, turizm gelirlerinden onları mahrum ediyor, genelde yaşamlarını tarımdan elde ettikleri gelirle sürdürüyorlar. Badem, zeytin tarımının yanında arıcılık ta Sındılıların yaptıkları uğraşlardan. Turizmin getirdiği bazı olumsuzlukları bu köyde görmesek te bu güzel doğanın içinde dikkati hemen çekiveren yeni yapıları görmek mümkün. Bu da gelecekte bu yaylaları andıran güzel yerleşimin bu güzel görüntülerini kaybedebileceği endişesini bende uyandırıyor. Zaman zaman belirttiğim gibi aslında yapıların yapılmasından çok doğaya uygun, sade bir yapılaşmanın olmaması dile getirdiğimiz.
Güneşli bir hava vardı, ama Sındı’ya geldiğimizde serin bir havayla karşılaştık. Arabamızı Sındı Kooperatifi bahçesine bıraktıktan sonra, Ağa konağına giden yola saptık. Geçen hafta geldiğimizde bu dağları bilen köylülerle sohbet etmiştik; Sındı’dan dağları aşarak Ege tarafındaki Merdivenli koyuna gitmek istiyordum, bu rotada sık bir bitki örtüsüyle kaplı, gizemli bir doğayı geçmek gerekiyor. Maalesef köyden bir rehber bulamadık şimdiye dek, bu yoldan gelip gittiklerini söyleyenlerin çoğu yaşlı kişilerdi, bu arazilerde artık yürüyecek durumda değillerdi. Yollar kullanılmadığı için kapanmışlardır diyenler az değildi, kısacası artık iş bize düşmüştü; o vadinin gizemi mıknatıs gibi yıllardan bu yana beni çekmekte, arkadaşım da benimle benzer duygularda olunca bu keşif gezisine çıktık.
Sabah güneşinin aydınlattığı dar sokakların içinden geçiyoruz, bugün kahvede ve sokaklarda kimseler yoktu, güzel havayı fırsat bilenler zeytin toplamada olmalılar diye düşündük.
Yolumuz üzerinde tavuklarla, köpeklerle karşılaştık.
Ve tarihi Ağa konağının yanındayız, buradan sağ taraftaki yamaçlardan dağlara tırmanışımız başladı.
Biraz yükselir yükselmez arkamızdaki manzarada Sındı Ağa konağı ve Sındı’nın ilginç doğası görülüyor.
İlk kez yürüdüğümüz bir doğa, badem tarlalarını takip ederek bu dik arazide yürüyebileceğimiz en uygun yolu bulmaya çalıştık. Yamaçlar çam ağaçları ve makilerle kaplıydı.