5. Sosyal Belediyeler Ağı ( SOBA ) Güney Ege Buluşması Çalıştayı , Marmaris’ten sonra 2. gün çalışmalarını Datça’da gerçekleştirdi. 47 Sosyal Demokrat Belediyenin 100’ün üzerinde sosyal medya elemanıyla temsil edildiği 3 Gün sürecek olan çalıştayda bundan sonraki durak Bodrum olacak. Datça’da Adaburnu Gölmar Hotel’de yapılan çalıştayda ” Kent Markalaşması ve Sosyal Medya ” ve “Geleceği Tasarlayan Belediyeler ” başlıklı sunumlar yapıldı. Datça Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan etkinliklerde öğleden sonraki programda Datça gezisi vardı.
Alp Hacıoğlu’nun “Kent Markalaşması ve Sosyal Medya” konulu sunumu ilgi çekiciydi, sosyal medyayı kullananlar açısından da aydınlatıcı bilgiler verildi. Kentlerin marka olması, tanıtılması, turist çekmesi açısından yabancı ülkelerdeki uygulamalar ve bizdeki uygulamalar karşılaştırıldı. Ülkemizin yanlış tanıtıldığını, yabancı ülkelerde farklı bir imajımız olduğu örneklerle verildi. Bizi bir arap ülkesi olarak bilenler az değil. Halp Hacıoğlu konuşmasına başlarken ne bir marka ne de bir pazarlama başarımız var dedi ve nedenlerini örneklerle açıkladı. Sadece logoyla, reklamla, ödülle marka şehir olunabilir mi? sorusuna cevap aranılarak sürdürülebilir strateji eksikliği, sosyal medyanın şehir markalaşmasındaki rolü gibi konularda bilgiler verildi.
Sosyal medyayı kullanan birçok kişiye yardımcı olabilecek bilgilerdi bunlar.
Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin oluşturduğu Sosyal Belediyeler Ağı’nın 5. buluşmasının ikinci gününde katılımcılar Adaburnu Gölmar Hotel’de basın mensuplarına poz verirken.
Datça deyince aklımıza ne geliyor diye sorarsak farklı cevaplar alacağımızı sanıyorum. Tüm olarak Datçamızın zenginliklerini değerlendirdiğimizi düşünmüyorum. Kimi denizi, plajları, kimi koyları doğası diyecektir. Logo olarak bence Datça’nın kullanacağı simge Datça Hurması olmalı. Datça’ya özgü oldukça da estetik bir palmiye türü. Web sayfamda bolca resmine rastlıyabilirsiniz. Datça kendine özgü florası, yaban hayatı ve doğal güzellikleri olan, sakin, Cennet koylarıyla, berrak denizleriyle, serinleten rüzgarıyla , mavi ve yeşilin en güzel tonlarının iç içe olduğu bir yarımada. Ama böyle giderse çarpık yapılaşmanın yok ettiği kentlerden biri diye anılacağına kuşkunuz olmasın. Datça Hurması dedim, şehre girerken bizi japon kavakları değil onlar karşılamalıydı. Datça ‘ya geldik detirten bir görüntüyle. Şu an bu fırsat kaçmış değil, belediyemizden Orman Şefliğinin yetiştirdiği Datça Hurması fidanlarının bu kavakların arasına dikilmesini öneriyorum.
Datça Hurması