23 Kasım Pazar Günü arkadaşımla Yürümek için Yazı’ya geldik ( Yazı köyü ), tanıdık arkadaşlar çay içmeye davet edince bir çay içip öyle yola koyulalım dedim. Bu arada saat 11.00 olmuştu, bu sıralarda yürüyüş rotamız zorlu parkurları kapsamadığı için erken saatlerde çıkmıyoruz. Bugün yine bir daire çizerek doğayı seven herkesin yürüyebileceği bir parkurda yürüyeceğiz. Yolumuz üzerinde tarihi eserler ve doğal manzaralar olacak, bunun için Yazı köyünden Knidos tarafına biraz yürüyünce önümüze çıkan köprünün yanındaki yola saptık. İlk başlarda hava biraz serindi, yürüdükçe yerini güneşli bir bahar havası aldı. Köylülerle sohbet ettik, havalara aldanıp çiçek açan badem ağaçlarının fotoğrafını çektik, tarihi eserleri gezdik, çok güzel bir yürüyüş oldu, doğada yürümek isteyenler için güzel bir parkur çıktı ortaya. Bu yürüyüşümüzde 19. 953 adım atmışız, 4 saat 15 dakika yürüyerek 10.34 km yürümüşüz. Yürüyüşümüz boyunca hiç mola vermedik diyebilirim, fotoğraf çekerken soluklanmamız bize yetiyor.
Bu yol Ege Denizi tarafındaki Kapıtaşı mevkiine çıkıyor, Kapıtaşı’na kadar 5 km bir mesafe var. Değirmenbükü’nden Knidos’a yürüyen arkadaşlar Kapıtaşı’ndan geçerler.
Gördüldüğü kadar burası bir dere yatağıymış, şimdilerde yol olmuş, böyle bir yol Palamutbükü’nde Mağrin yolunda var. 3-4 sene önce bu yoldan geçmiştim şimdi oldukça düzgün.
Toprak damlı evlerin, dut ağaçlarının yanından yürüyoruz, hava tam bir yürüyüş havası. Çevredeki araziler badem ağaçlarıyla kaplı.
Daha önce de yazmıştım selvi türü bu ağaçlar her zaman için manzaraya güzel bir hava katarlar, koyu tonları ve göge doğru uzanmaları nedeniyle böyle bir etki oluşuyor. Dik çizgiler yaşamın gücünü bize yansıtırlar, yataylar durgunluğu, eğri çizgiler de hareket katıyorlar, bu tabloda hepsi var.
Kuzey rüzgarıyla gelen berrak bir hava var, görüş çok net, bu çektiğimiz fotoğraflara yansıyor. Vadi zeytin ve badem ağaçlarıyla kaplı.
Antik duvarların yanından geçiyoruz, yanımızdan bir motor geçiyor, daha sonra biraz ileride karşılaşıp sohbet edeceğiz.