Yarıkdağ’ın Zirvesinde Bir Gece

14 Haziran Cumartesi Günü öğleden sonra arkadaşım Ekrem İpek ile Yarıkdağ’ın zirvesinde kamp kurmak üzere dağa tırmandık. Aslında planlanmış bir şey değildi öyle denk geldi; mehtabın güzelliğini seyretme şansımız da oldu. Gün batarken ve gün doğarken seyrettiğimiz manzaraların hala etkisinden kurtulmuş değilim, yazarken tekrar o anları yaşamak çok hoş bir olay.

Gün batarken çektiğim bu fotoğrafta görüldüğü gibi,  Yarıkdağ, karşıdan bakıldığında sırtüstü yatmış bir kızılderiliyi andıran ilginç bir dağ. Hızırşah arazileri içinde 615 m yüksekliğindeki bu dağa şimdiye dek birkaç kez çıktım, bu kez zirvesinde bir gece kalmak ve gecenin gizemini yaşamak için çıkıyor olmam benim için heyacan vericiydi. Yarıkdağ’ın zirvesinde bir kaleye ait kalıntılar var, surlar ve sarnıçlar, depolama yerleri, yapılardan kalan taş yığınlarını görüyorsunuz. Kireç harcı ile örülmüş duvarlara bakarak Bizans döneminden kalma olduğunu sanıyorum. Yarıkdağ’ın çevresi de oldukça ilginç bir doğaya sahip, kuzey tarafında bir duvar gibi Kocadağ duruyor, güneyde ise yine bütün heybetiyle Karadağ var, bu bölge yaban yaşamı açısından da canlı bir bölge.

Öğleden sonra 18.00 sıralarında dağın yamaçlarında yürüemeye başladık, o gün çok sıcak bir hava vardı, yürüdüğümüz saatlerde de hava oldukça sıcaktı. Bu sıcak havaya ve sırtımızdaki yüklere göre tempomuzu ayarlasak ta bir ara güneş şapkalarımızı delip geçiyormuş gibi geldi.

Yarıkdağ’a ilk çıkışımda patika yolu bilmiyordum, ineklerini dağın zirvesine çıkaran bir köylüyü takip etmiştim, kolay olmuştu. Yazın yollar karışabiliyor, her taraf kuru bitkilerle kaplı, sıcak etkili oldukça ağaçlık alanlara doğru gidesimiz geldi hep.

Birkaç kez patika yoldan ayrılsak ta Yarıkdağ’ın adını aldığı yarık kısma geldik, burada dik kayalar var, dönüşte Yarıkdağ’ın uç kısmındaki bu dik kayaya tırmandık.

Datça Belediyesi kaya tırmanışı branşı açıyor falan deniyordu ne oldu bilmiyorum, faaliyet bu kayalarda olacaktı. Aşağıda Kartal vadisi var, arkadaşlar burada yaşayan Tavşancıl denilen bir kartalı görüntülemişler, şimdiye dek buradan o kadar geçtim rastlayamadım, hatta kartal vadisi deniyor ama kartallar yok olmuş diyordum. Bu tür ülkemizde çok az kalmış ve tavşancıl denilen bu türden bir çift yavrularını burada dünyaya getirip büyütüyormuş. Burada daha ne canlılar var kimbilir, sessizce elimizden kayıp gidiyorlar.

Zirveye doğru yaklaştıkça bütün her yer gözümüzün önünde, Karaköy, Hızırşah, Datça merkezi, Kızlan, Reşadiye.. Bu gibi yerlere kale yapılması bundan, her tarafı gören, yollara hakim bir mevkide. Bu gibi kaleler Knidos’a kadar birçok tepede var, bazıları haberleşme ve gözetleme amaçlı.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6