Yeni arkadaşlarla tanıştığım ve Hızırşah Köyü arazilerindeki Güvercin Çiftliğine yaptığım ziyarette yaşadıklarım ilginizi çekecek. Her insan bir dünyadır demiştim, her dünyanın, her yaşamın bir öyküsü vardır. Güvercin çiftliğinde Recep Şahbaz’ın hayvanlarla birlikte bir dünyası var, görünüşte zaman zaman çok açık ve sade, zaman zaman gizemli gelen bir dünya. Tanıştığım, öykülerini yazdığım insanlar hakkında bir hükümde bulunmak haddime değil, daha önce de dediğim gibi bir dünyayı tanımak çok zaman isteyen, sabır isteyen bir iştir. Yıllardır Datça’da yaşayan birçok kişi sayfalarımı gördükçe aaa biz böyle güzel bir yerde yaşıyormuşuz diyorlar. İnsanlar da böyle yanıbaşımızda yıllarca yaşayan ama onun hakkında birşey bilmediğimiz veya yanlış tanıdığımız, bazen kendini anlatamayan, bazen konuşmayı sevmeyen çok insan var. Bazı insanlar hemen karar verirler, irdelemeden sadece ağızlarıyla konuşurlar. Otururlar, zamanı tüketirler, birşeyler yapmaya çalışan insanları da hor görürler. Paylaşmak yaşamda kişiliğin gelişmesinde olduğu kadar mutluluğun da anahtarıdır. Bu sadece maddesel anlamda değildir, bir anı, bir duyguyu, bir acıyı sevinci de kapsar, ama yürekten olursa o paylaşmaktır. Bu günlüğümde bütün bu yazdıklarım var.
19 Ağustos Pazartesi günü bana mesaj atan Emin Acar’la tanışmak üzere Eski Datça mahallesine gittim. Emin Acar burada Sylvie hanımla Zen Pansiyonu işletiyor. Gittiğimde girişteki Mehtap cafede kahvaltılarını yapıyorlardı. İlk kez göreceğim için nasıl birisiyle karşılaşacağımı bilmiyordum, Emin bey tabii beni tanıdı ve yanıma gelerek tanışmış olduk. Oturdukları masadaki arkadaşlar pansiyonlarında kalanlar ve tanıdık arkadaşlarıydı.
O sırada yan masada oturan arkadaşlar fotoğraf makinalarını uzatarak fotoğraflarını çekmemi rica ettiler, çekerim ama ben de kendi makinamla fotoğrafınızı çekeceğim dedim ve sonuçta bu güzel anı yakalamış oldum. İzmir’den Datça’ya tatile gelen bu arkadaşların her zaman böyle mutlu, güleryüzlü olmalarını diliyorum.
Gelelim Emin Acar ve arkadaşlarına, bu masada da yüzler mutlu, sıcak bakışlar var, saniseler içindeki o an güzel bir anı olarak arşivimde artık. Masada sol başta bu sayfamda öyküsünü anlattığım Recep Şahbaz, yanında facebook arkadaşım Feride Cavadzade, yanında Ulvi Akıncı ve Merve Paksoy, tam karşıda Tamer Tellikurşun, Nilüfer Tellikurşun, Silyvie De Zanet, Emin Acar. Masaya davet ettiler, güzel bir sohbet oldu, konuşma esnasında Recep beyin Güvercin Çiftliğinin sahibi olduğunu öğrendim, kışın oraya gitmiştim ama kimseyi göremeyince dönmüştüm. Oysa her gün orada olurmuş, o gün biraz geç geldi sanırım. Öğleden sonra çiftliğe gelmek isterim deyince , Zen Pansiyonda kalan arkadaşlar biz de gelmek isteriz dediler ve öğleden sonra Güvercin Çiftliğinde buluşmak üzere sözleştik.
Öğleden sonra saat 14.00 te güvercin çiftliğine geldim. buraya birkaç değişik noktadan gelebiliyorsunuz. Önünden karia Yolu geçiyor, yol Hızırşah köyündeki Karia tabelasıyla başlıyor, Domuzçukuru’na kadar gidiyor. Fotoğrafı kışın buraya geldiğimde çekmiştim, kimseyi göremeyinde dönüp gittim, o zamanlar har taraf yemyeşildi. Kapıdaki yazı daha sonra anlatacağım aynı isimli diziden kalma sanırım.
Çiftliğe girer girmez güvercinleri görüyorsunuz, sesleri de etrafta yankılanıyor.
Recep Şahbaz kümeslerde su kaplarını kontrol ederken etrafında tavuklar geziniyor, güvercinler uçuşuyordu.
nasıl çabuk okudum ne umarak bilmiyorum ama haaaaaaaaaarikasınız tebrikler …….
Muzaffer Bey sağ olun, burayı çok merak ediyor ve görmeyi istiyordum. Sizin resimleriniz ve anlatımınızla insan gezmiş gibi oluyor zaten. Köpekler, tavuklar ve güvercinler hepsi çok güzel. Hoş kareler yakalamışsınız.Hele hele güvercinler, gizemli bakışları ve hoş duruşlarıyla şiirlerimizin güzel imgesi onlar….
“Güvercin bakışlı sessizlik..” A. Tanpınar
“Kebuterlerin neşideleri (güvercinlerin ezgileri)” Cenap Şahabettin
Muzaffer Bey sizi bu güzellikleri anlattığınız için Recep Bey’i de bu doğa sevgisi ve çabaları için kutluyorum. Sağlıcakla kalın…
Bu güzel yorumunuz için çok teşekkürler Hayriye hanım, bir gün isterseniz oraya gideriz.
Muzaffer bey, bu yaziniz Icin cok Tesekkürler. Eski esim Recep Bey’i 1970 lerden beri taniyor, Ben onunla 1981de tanisdim. O zaman Recep Bey’in Datca limaninda bir lokantasi vardi ve bir Kurt köpegi. 1985e kadar her sene tatilimizi onunla Datca‘da gecirdik. 1990larda geldigimizde Lokanta yoktu ve kimse onun nereye gittigini bilmiyordu, bundan 3 sene önce yine Datca‘ya geldim, yine sordum, daglarda bir yerde yalniz yasiyor dediler. Recep Bey’i eger tekrar görürseniz lütfen selamlarimizi söyleyin. Manfred ve Yasemin Dittert. Eger bize tam yerini bildirebilirseniz cok memnun oluruz. Kim bilir belki tekrar Datca‘ya yolumuz düser. Tesekkürler ve saglikla kalin.